Yâdigâr mektûblar 37.mektûb

 16 Rebîü'l-Âhir Pazartesi (1379) [15.10.1959]

Ve aleyküm selâm kıymetli kardeşim Fahreddin Bey

Sıhhat ve âfiyetinizi bildiren mübârek mektûbunızu okuyarak Cenâb-ı Hakka şükr eyledim. Her mektûbunuzu okuyunca mesrûr oluyorum. Kavuşduğunuz ni'metlerin artması için âcizane duâ ediyorum. Mektûbunuzda [İslâm harfleri imlânızda] hiç hatâ yok. Bilâkis ihlâs ve bereket dolu. Sizler ve mektûblarınız bu zemânda karanlık gecelerdeki yıldızlar gibisiniz. Sizleri tanıyanlar ancak mesrûr olur. Cevâblarda kusûrum olursa afv ediniz.

Her gün ve gece Seâdet-i Ebediyye üçüncü kısmını hazırlamakla ve temâmlamakla uğraşdım. Maddî ve ma'nevî mes'ûliyyeti büyük olduğundan son gayretimle çalışdım, yoruldum. Ahbâblarıma cevâbda vazîfemi yapamadım. Lehülhamd ve'l-minne, kitâbı matbaaya teslim etdim. Basılmağa başladı. Tashîhlerini yurddaki [İbnülemin yurdu] Hüseyin [Şener], Ahmed [Ünal Yükler], Salâhaddin [Aydın] ve Şâdi [Güngör] yapıyorlar.

Bu hafta Erzincan'a gidiyorum. Askerî lisede bu sene kimya muallimliği yapacağım. Terfî' sıram olduğu için böyle oldu. El-hayrü fî mâ vaka'a [Vâki olanda hayır vardır]. Dünyâ için çalışacağız. Çünki böyle emr olunduk. Fakat dünyâ için hiç üzülmeyeceğiz. Çünki üzülmeğe değmez.

Suallerinizin mufassal cevâbını Seâdet-i Ebediyye'ye koydum. Çıkınca okur ve istifâde ederiz.

Her sıkıntının sonunda muhakkak sühûlet [kolaylık] ve sürûr [sevinç] vardır. Fakat usr [zorluk] ve ızdırablı zemânlar büyük ni'metdir. Zîrâ bu zemânlarda edilen duâ ve rücû' [Rabbine dönüş] çok makbûl olur. Mü'minin kâr zemânı teessürlü [üzüntülü] anlarıdır. Cenâb-ı Hak cümlemizi gafletden îkâz buyursun. Nefs,şeytân ve düşman şerrinden muhâfaza buyursun.

Yeni vazîfeniz mübârek olsun. Cümlemiz lehülhamd sıhhatdeyiz. Mekkî ağabey dün bizde idi. Selâm ve duâ ederek duâlarınızı bekler.

Din ve dünyâ seâdetinize âcizâne duâlar eylerim efendim.

Birader-i dînî [Din kardeşiniz] Hüseyn Hilmi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder