Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İslâm nikâhını yaptıracak olan dâmât ve gelin

 İslâm nikâhını yaptıracak olan dâmât ve gelin, otuz üç farzı bilmeli ve bunlara inanmalıdırlar. Eğer bilmiyorlarsa nikâh kıyacak kimse, Besmele, hamd ve salevât (Peygamber efendimize duâ) okuduktan sonra, bu otuz üç farzdan; îmânın ve İslâmın şartlarını münâsib bir yolla dâmât ve geline öğretmelidir. 

(Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri “kuddise sirruh” )

Anne karnındaki çocuk doğmak içindir

 Bu dünya fani. Mutlaka ölüm var. Büyüklerimiz; (Bir şey muhakkak ise, onu olmuş bilin)

buyuruyorlar.Onun için geçici olana değil, kalıcı olana talip olmak lazım. Anne karnındaki çocuk, doğmak içindir. Anne karnında yaşamak için değil!Dünyaya gelen insan da ölmek içindir, devamlı yaşamak için değil. Anne karnındaki çocuğu, dokuz ay on gün olunca, orda durdurabiliyor muyuz? Hayır. Mutlaka doğacaktır. Dünyaya gelen insan da, eceli gelince, nefesi bitince, rızık tükenince mutlaka ölecektir. Çaresi yok.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Din ilimleri inanmak içindir

 *Din ilimleri anlatmak için değil, inanmak içindir. 

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî)

Allahu teâlâ zâtında kadîmdir

 *Allahu teâlâ zâtında kadîmdir, sıfatlarında kadîmdir. Bütün iyilikler Onun irâdesiyle, muhabbetiyledir, rızâsıyladır. Bütün fenâlıklar Onun irâdesiyledir, fakat rızâsı ve muhabbetiyle değildir. 

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî)

Her mahlûkun zâtını ve sıfatlarını O halk ediyor

 *Her mahlûkun zâtını ve her mahlûkun sıfatlarını O halk ediyor. Mahlûkatın  fiillerini [işlerini, yaptıklarını] O yaratıyor. Güneş ziyâsının pencereden gelmesi gibidir. Ya'nî pencere zıya [ışık] vermiyor. Ziyâ güneştendir. Pencerede vâsıtadır. Bütün mahlûkatın ef'ali böyledir. 

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî)

Arş ve Kürsî

 *Bir dirhem [ma'denî para] bir sahraya gören ne ise, yedi gök de Kürsî'ye nisbetle o kadardır. Arşın büyüklüğüne göre Kürsî sahra'ya atılmış küçük bir halka gibidir. 

* Kürsiye, sekizinci semâ da derler. Bütün sevâbit [sabit yıldızlar] bundadır. Arşa Felek-i atlas derler. Hâlistir,safdır. Felekin ahvalinden muarradır [Onda değişmeler yoktur]. Bunlar hükemâ sözleridir.

(Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı İlmihal kitapları bir hazinedir

 Evlatlarım, ahir zamanda en büyük tehlike, rastgele kimselerden din öğrenmektir.Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı İlmihal kitapları bir hazinedir ki, kıyamete kadar gelecek insanlara yeter. Ama o hazine, rafta beklemek için değildir. Okumak, öğrenmek ve başkalarına da öğretmek içindir. Nitekim ilaç da, içmek içindir. Köşede beklemek için değildir.Ehl-i sünnet âlimlerinin, Allah için yazdığı ilmihal kitaplarını okuyan, hem dinini doğru öğrenir, hem de kalbi temizlenir.

(Seyyid Fehim Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

***Cahil din adamlarından din öğrenmeye kalkışan kimse, mâzallah dinden çıkar da haberi bile olmaz.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Kebâir-i Kalbiye [Kalbî büyük günahlar]

 * Kebâir-i kalbiye [kalbî büyük günâhlar]. Kebâir-i bâtınıyye ki, hased [çekememezlik], ucb [kendini beğenme], gadab [kızma], kibr [kendini büyük görme]... gibileri kalb hastalıklarındandır. Böyleleri hangi kalbde bulunursa, o kalbi öldürür.

[Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh]

Kim ki seni sever, ebedî ölmez

 * Fârisî'den:

Ne güzeldir ol can ki ma'şuku sensin 

Kim ki seni sever, ebedî ölmez.

Dermanı sen isen derdin, o dert tatlıdır.

İlâcı sensen hastanın, o hasta ölmez.


(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

Dostu dostuna kavuşturan an

 *Fârisîden:

Ne güzel vakittir, ne güzel zaman 

Bir dostu dostuna kavuşturan an. 

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

Kemâl ve mizac

 *Hiçbir kemâl, mizacı - tabîati- değiştiremez. 

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

Kâinât kitabı dört sahîfeden ibarettir

*Kâinât kitabı dört sahîfeden ibarettir.

1-Adem [yokluk] ki, [yaratılmadan] evveldir. 

2-Dünya

3-Kabir

4-Ahıret

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

Kim İslamiyet’in üstünde bir izzet ve şeref ararsa, Allahü teâlâ onu mutlaka rezil eder

 Kardeşlerim, kızınızı evlendirirken, oğlunuzu evlendirirken, sakın dünyayı araya sokmayın. Bu, çok kötü bir şeydir.Bir yuvanın, sırf bundan dolayı bozulduğunu biliyorum. Çok üzüldüm. Yok bilmem şu kadar altın lira, şu kadar burma bilezik şartı koştular. Halbuki karşı tarafın buna gücü yetmiyordu ve iş bozuldu tabii. Kardeşlerim, insanın şerefi, ilim ve edeb sahibi olmaktır. Meslek sahibi olmak değil ki. Ehl-i sünnet bir damat, büyük nimettir.Kim İslamiyet’in üstünde bir izzet ve şeref ararsa, Allahü teâlâ onu mutlaka rezil eder. Neden? Çünkü İslamiyet tepe noktasıdır, kemaldir, zirvedir. Daha yukarı çıkmak isteyen, aşağı yuvarlanır.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Kâfire saygı gösterilmez

 Kâfire saygı gösterenin, hürmetle selam verenin imanı gider. Onlara saygı bildiren bir söz söylemek, mesela üstadım! demek, imanı giderir.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Ehl-i sünnet âlimlerinin yolundan ayrılmayınız!

 Ehl-i sünnet âlimlerinin yolundan ayrılmayınız! Bid’at sahipleri ile sohbet etmeyiniz ve onlardan kaçınız!Hadis-i şerifte; (Bid’at sahipleri, Cehennemde azab çekenlerin köpekleri olacaklardır) buyuruldu.Her an Allahü teâlânın rızasını arayınız ve Onun sevgisine kavuşmaya çalışınız! Bu nimetin kokusu gelen yere koşunuz! Dünyaya gelmekten murad, bu nimete kavuşmaktır.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Bu dünya fani

 Bu dünya fani. Mutlaka ölüm var. Büyüklerimiz; (Bir şey muhakkak ise, onu olmuş bilin) buyuruyorlar.Onun için geçici olana değil, kalıcı olana talip olmak lazım. Anne karnındaki çocuk, doğmak içindir. Anne karnında yaşamak için değil!Dünyaya gelen insan da ölmek içindir, devamlı yaşamak için değil. Anne karnındaki çocuğu, dokuz ay on gün olunca, orda durdurabiliyor muyuz? Hayır. Mutlaka doğacaktır. Dünyaya gelen insan da, eceli gelince, nefesi bitince, rızık tükenince mutlaka ölecektir. Çaresi yok.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Din rastgele kimselerden öğrenilmez

 Dininizi rastgele kimselerden, rastgele kitaplardan öğrenmeyin.Allahü teâlâdan korkmayan din adamları, din hırsızıdır ki, bunlarla konuşmaktan ve kitaplarını okumaktan çok sakınmalıdır.Bu gibiler için Bekara suresinin onaltıncı âyet-i kerimesinde mealen; (Hidayeti vererek, dalaleti satın aldılar. Bu alış-verişlerinde birşey kazanmadılar. Doğru yolu bulamadılar) buyuruldu.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Edeb ve hayâ

 Edeb ve hayâ, Müslümanın ziynetidir. Edebi olmayan, Allahü teâlânın sevgisine kavuşamaz.Edeb, büyüklerin emrine Peki demektir.Söz dinlemeyenin edebli olmasından bahsedilemez.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Tükür kendine

 Bak aynaya, tükür kendine. (Nefsine)

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)

Cahil din adamlarından din öğrenilmez

 Cahil din adamlarından din öğrenmeye kalkışan kimse, mâzallah dinden çıkar da haberi bile olmaz.

(Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri)