*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Öfke* ile *Gayret*’i ayırmak lâzım kardeşim. *Öfke*, nefsi için kızmakdır. *Gayret* ise, dîni için, Allah için kızmakdır. Meselâ *Doktor*, hastasının düşmanı değildir. Ama her türlü *Ameliyat*’ı yapıyor.
*Kesiyor*, *Biçiyor*, her türlü sıkıntıyı veriyor. Fakat siz ona teşekkür ediyorsunuz. *Benim iyiliğim için yapıyor*, diyorsunuz.
İşte Allahü teâlâ da, *Gayret* sâhibi kulunu sever. Kendisi de *Gayûr*’dur, yâni *Gayret* sâhibidir.
İnsanlar, çok şey öğrenmek ister. Ama *Öğrenmek*’den maksat, *Edinmek*’dir, yâni *Hâllenmek*’dir, *Tatbîk* etmekdir.
Tatbîk etmediğiniz zaman *Vebâl* altında kalırsınız. Yârın âhirette; *Bilmiyordum*, diyemezsiniz.
● ● ●
İnşallah bu Hizmet’lerden dolayı, meselâ bizim kitapları okuyup da *Namâz*’a başlıyanlar ve *Îmân*’ını kurtaranlar sebebiyle, Allahü teâlâ bize bir *Ni’met* verirse.
Yâni inşallah Cennet’ini *Nasîb* ederse, Cennetin kapısına geldiğim zaman içeri girmiyeceğim. Yâni tek *Başıma* girmiyeceğim ve diyeceğim ki:
*Yâ Rabbî!* Bu hizmetleri ben tek *Başıma* yapmadım. Benim dünyâda çok iyi *Arkadaş*’larım vardı, *Kardeş*’lerim vardı, *yardımcı*’larım vardı, onları da isterim, diyeceğim.
Sonra *Mahşer*’e dönüp, bütün arkadaşları *Tek tek* alacağım, hep birlikde Cennete gireceğiz inşallah. Meselâ *Enver*’i alacağım.
Bu dünyâ *Hayâl* kardeşim. Yâhut kısa bir *Rüyâ*. Dünyânın, Allah indinde hiç *Kıymet*’i yok.
Eğer Allahü teâlâ, bu *Dünyâ*’ya sivrisineğin kanadı kadar *Kıymet* verseydi, düşmanı olan *Kâfir*’lere bir yudum *Su* vermezdi. Büyükler öyle buyuruyorlar kardeşim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder