İstanbul’daki âlim ve evliyânın en büyüklerinden. 1192 (m. 1778) senesinde doğan Abdülfettâh Efendi, Tasavvufda pek yüksek derecelerin sâhibi olduğu gibi, fıkıh ilminde de büyük âlim idi. 1281 (m. 1864) senesinde Muharrem ayının 9. günü vefât etti. Küçük yaşta Bağdat’ın ileri gelen âlimlerinden ilim öğrenmeye başladı. Çok zekî idi. Kısa sürede Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Genç yaşta tefsîr, hadîs ve fıkıh ilimlerinde ve o zamanın fen ilimlerinde mütehassıs bir âlim oldu. Bu zâhirî ilimlerin yanısıra, bâtın ilmi olan tasavvufta da yetişmek istiyordu. Kendileri Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî hazretlerine talebe oldu. Verilen her vazîfeyi ânında yapardı. Nefsinin hiçbir arzusunu yapmaz, arzu etmediği şeyleri yapardı. Haramlardan şiddetle kaçar, şüpheli korkusuyla mübahların fazlasını dahi terkederdi. Gelen sıkıntılara, verenin Allahü teâlâ olduğunu düşünerek sevinirdi. Hocası onun bu güzel hasletlerini bildiği için, ona en zor işleri yaptırırdı. Yolculukta herhangi bir vasıtaya, binmesini yasaklamıştı. Vazifeli olarak İstanbul’a iki defa yaya gitmişti. Bu tahammülü sayesinde, hocasının iltifâtlarına, feyz ve bereketli teveccühlerine mazhar oldu. Çok hizmetlerde bulundu. Çok fâidelere kavuştu. Hilâfet-i mutlaka ile şereflendi. Şeyh Abdullah-ı Hirâti vefât edince, onun yerine geçti. Her yerden akın akın talebeler, onun ilminin bir damlasına kavuşmak için geliyordu. Mevlânâ Hâlid hazretleri, onu İstanbul’a gönderdi.
Abdülfettâh hazretleri, İstanbul’un Üsküdar semtinde Karacaahmed Kabristanı ile Bağlarbaşı arasında, Nûh Kuyusu mevkiindeki dergâha yerleşti. Kısa zamanda, devlet erkânından vezirler, komutanlar, paşalar, âlimler, velîler onun talebesi olmak için etrafını doldurdular. Mezarı, Üsküdar’da, Eski Vâlide Câmii’nden Karacaahmed Mezarlığına çıkan yol ile, Selimiye-Bağlarbaşı Caddesinin kesiştiği köşedeki, Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in kabristanındadır. Eyyûb Sultan’da medfûn bulunan Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb-el-Ensârî ve diğer Eshâb-ı Kirâm (Radıyallahüanhüm) hâriç, İstanbul’un en yüksek üç evliyâsından biri de Abdülfettâh-ı Akrî hazretleridir. Diğerleri ise Edirnekapı-Eyyûb arasındaki Murâd-ı Münzâvî ile Zeyrek’deki Muhammed Emîn Tokâdî hazretleridir.
1) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye (971), 2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi (1-290 ), 3) Rehber Ansiklopedisi (1-63), 4) Şems-üş-şümûs
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder