OSMANLI'DA SEYYİDLER BAŞ TACIYDI

 Yıldırım Bayezid Han bir gün biraz tutuk ve düşünceliydi. Başvezir Çandarlı Ali Paşa zat-ı şahanenin hâline üzülüp "Sultanım sizi üzen bir şey mi var?" diye sordu.

Padişah: Lala, bilirsin devlet işleri karışıktır, can sıkar. Zaman zaman celallendiğimiz oluyor, sesimiz yükseliyor. Bilinir mi emrimiz altında kimler bulunuyor? Düşünüyorum da, ya bunlardan biri Allah'ın sevgili kuluysa?

Çandarlı: Hazine’ye malik viraneler var sultanım; amma bilmek ne mümkün?

Padişah: Peki, hürmetine kâinatın yaratıldığı Sevgili Peygamberimizin torunlarından birini; itibarsız ve kirli işlerde kullanıyorsak? Ya amirleri o mübareği yoruyor, azarlıyorlarsa?

Çandarlı: Bile bile kimse yapmaz Sultanım.

Padişah: Canım, bilirse yapmaz ama ben derim ki, bir müessese kurulsa, başına bir evlad-ı resûl konulsa. Doğanlar, ölenler kayıt altına alınsa, şecereleri tutulsa, basit işlerde çalıştırılmasa.

Çandarlı: Tamam sultanım ama reis olarak kimi seçmeli?

Padişah: Ona ne ben karışırım ne de sen karış. Git, Emir Sultan'a danış.

Çandarlı Ali Paşa, derhal Emir Sultan hazretlerine gider. Büyük veli görevi talebelerinden Seyyid Ali Natta'ya verir ve böylece ‘Nakibu’l-Eşraf’lık müessesesi kurulmuş olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder