*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
İslâm âlimleri araşdırmışlar; *Acabâ Mehmet Masûm hazretleri vefât ederken, en son ne buyurdu?* diye. Araşdırmışlar, en son bir *Hadîs-i şerîf* okumuş.
O hadîs-i şerîf meâlen şöyle: Âhiretde, *Cennet* de, o kadar güzel *Köşkler* olacakmış ki, insan aklının düşünemiyeceği kadar *Güzel* köşkler.
Herkes diyecekmiş ki: *Bunlar, hangi Peygamberin köşkü acabâ?* Rabbimizden nidâ gelecekmiş ki:
*O köşkler, Peygamberlerin değil*. Peki, hangi evliyâların? diye soracaklarmış. Hak teâlâ katından nidâ gelecekmiş ki:
*O köşkler, evliyâların da değil. Onlar, âhir zaman ümmetinden olup da, verdiğim hastalıklara sabredenlere âittir*, denecekmiş.
O köşkleri görenler, diyeceklermiş ki: *Keşke jiletlerle doğransaydık, bıçaklarla doğransaydık, o acıyı çekseydik de, Allah bize de böyle köşkler nasîb etseydi*.
Böyle diyeceklermiş. Böyle olmakla berâber, *Hastalık* talep edilmez efendim, hastalık *İstenmez*. Ama gelirse, *Sabr* edilir.
********
*Gana* dan bir mektup geldi efendim. Enver âbi okudu. *400* Putperest, bizim *Ehl-i Sünnet Yolu* kitâbının İngilizcesini okumak sûretiyle *Müslümân* olmuşlar. Çok sevindim.
*Enver âbi* dedi ki: Efendim o kitap, acabâ hangi *Âbi* nin parasıyla, kimin *Pul* parası ile gitdi? O âbi kimse, ne *Şanslı* ymış, yaşadı o *Âbi*, dedi. Ben de dedim ki:
O öyle değil, bu bir anonim *Şirket* dir. *Bir kuruş* veren de, *Bin lira* veren de, bu sevâba *Ortak*. Her bir sevapda, bütün âbilerin *Hisse* si var. *Hepsi*, her birinden *Pay* alacak.
Meselâ *İki* ortak, bir *Çuval* buğdayı nasıl paylaşırlar? Dökerler ortaya, *Yarısı senin, yarısı benim*, derler. Ama bizde öyle değil.
Peki nasıl? Her *Bir* buğday *Tânesi* nde, her bir *Arkadaş* ın hissesi var. Her bir *Âbi* nin hissesi var. Burada boş yok efendim. Oraya *İsminizi* yazdırın, yeter,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder