Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Peygamber aleyhisselâm, devâmlı üzüntülüydü. Hattâ Onu gören; *Acabâ niye üzülüyor?* derdi. Dâim-ül hüzün ve fikir üzere idi. Yâni devâmlı *Üzüntü* lü görünürdü.


Ve hep *Düşünce* liydi. Peki niye? *Âh*, bir *Îmân* etseler de, *Cehennem* de yanmasalar! diye. Onun derdi bu idi. Buna üzülüyordu. 


Ne olur, bir *Îmân* edin de, sonsuz *Ateş* de yanmakdan kurtulun, diye âdeta yalvarıyordu. Efendi hazretleri de *Üzüntü* lü görünürdü. 


Onu, gülerken gördüğümüz pek *Vâki* değil. Niçin üzülüyordu? Niye benden daha çok *İstifâde* etmiyorlar? diye. *İlim* küpüydü Mübârek, bir *Hazîne* idi. 


Şimdi üzülme sırası *Bize* geldi efendim. Şimdi *Ben* de üzülüyorum. Niye? *Kitaplarımız niçin okunmuyor?* diye. İslâmın en büyük düşmanı *Cehâlet* dir kardeşim. 

● ● ● 

*Silsile-i Aliyye* yi ezberlemek lâzım kardeşim. Hepsi *34 Velî* dir bunlar. Her asrın *Mürşid* leri, evliyânın *Büyük* leridir. 


Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? *İnde zikr-is sâlihîn tenzîl-ür-rahme* yâni, evliyânın *İsim* leri söylendiği yere, *Rahmet* yağar, Allahın rahmeti yağar. 


Onun için *Silsile-i aliyye* yi ezberden bilenler, ezberden okusun. Ezberden bilmiyenler de, *Seâdet-i Ebediyye* den bakarak okusun. Muhakkak *Feyz* alır onlardan. 


*Minel kalbi ilel kalbi sebîlâ* yâni, kalpden kalbe *Yol* vardır. Resûlullahın mübârek *Kalb* inden, Efendi hazretlerinin mübârek *Kalb* ine kadar, *Feyz* yolu var. 


Allahın feyzi. Feyz, *Mârifet* demekdir, *Nûr* demekdir. Bu mârifetler, bu nûrlar, bu yoldan *Bize* kadar geliyor kardeşim. 


Biz de o *Büyük* leri seversek, sevgimiz miktârınca *Feyz* alırız. O *Büyük* lerin kalbinden, *Bizim* kalbimize de *Feyz* ve *Nûr* gelir, akar. 


*Kalp* leri birbirine bağlıyan yol, *Muhabbet* yoludur. İnsan *Mürşid* ini severse, onun kalbinden *Feyz* ler ve *Nûr* lar o insanın kalbine de akar. 


Tâ Peygamber Efendimizden geliyor bu *Nûr* lar. Ne mutlu bize ki, bunlardan haberimiz var kardeşim. Haberi olmak, *İnanmak* da büyük bir *Meziyet* dir. 


Onların mübârek *İsim* lerini okuduğumuz için *Nûr* yağdı şimdi buraya. Oooh! *Kalp* lerimiz ferahladı, râhatladık elhamdülillah. 


Bu gün bize *Misâfir* geldi, ona *Namaz Kitâbı* hediye etdim. Çok fâideli bir kitap. *Siz* de tanıdıklara görüşdüğünüz kimselere bu *Kitap* dan verin kardeşim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder