Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*

Allahü teâlâ hepimize, *Hüsn-ü hâtime* nasîb etsin kardeşim. Bir gün, bir mektup geldi *Gana* dan. Gelen mektupda diyor ki: 


Efendim, *Sunni Path* kitâbınızı, yâni İngilizce *Ehl-i sünnet Yolu* kitâbınızı burada toplu hâlde okuduk. Bir daha okuduk, *Kitap* bitdi. 


Bu *Kitap* sâyesinde, dörtyüz putperest *Müslümân* oldu. Size nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz. Böyle yazıyor efendim. 


Enver bey dedi ki: *Efendim, acabâ o kitap, hangi âbinin parasıyla gitdi, kim onun pulunu yapışdırdı, kim postaya verdi?* dedi. 


Ben de ona dedim ki: Kardeşim, bu öyle değil. Bu, bir *Şirket* dir, bir *Ortaklık* dır. Bir kişinin, iki kişinin işi değil. Bunda her arkadaşın *Payı* var, her âbinin *Hisse* si var. 


Bu sevâba, Ardahan’da *Su arıtma* satan arkadaş da dâhil. Yeter ki, bu sistemin içinde olsun. Listede *Adı* bulunsun. *Miktârı*, yüzdesi mühim değil. Hattâ, duâ eden de bu sevâba *Ortak* dır. 


Çünkü bu, bir *Şirket*. Aynı sevap, herkese gider, hem de hiç azalmadan. Meselâ, bir *Çuval* buğdaya, *İki kişi* ortak olsa, *İkiye* bölerler, yarısı senin yarısı benim, derler. *Üç* kişi olsalar, *Üçe* bölerler. 


Ama bu, öyle değil. Bizim *İhlâs* da böyle değil. Her bir buğday *Tânesi* nde, belki *Onbin*, belki *Yirmibin* kişinin hissesi var. Listede kimler varsa, hepsi *Ortak* dır. 


Mühim olan, *Liste* ye girmek. Listeye *Adını* yazdırmak. Yâni bu hizmetlere, bir şekilde *Katılmak*. Meselâ *Para* vermek. *İhlâsla*, Allah için verdikden sonra, mutlaka *Hisse* alır efendim. 

********

Bizim yolumuzda, *Uçmak* veyâ *Uçurmak* yok efendim. Bizim büyüklerimiz böyle şeylere kıymet vermemişler. Bu asırda en büyük *Sevap*, bir müslümâna bizim kitaplardan bir *Kitap* vermekdir. 


Çünkü bu, *Nübüvvet* yoludur. Nübüvvet yolunun yanında *Evliyâlık*, okyânusda, bir *Zerre* dahî etmez. Bir *Damla* su etmez. 


Neden? Çünkü evliyâlar, kendilerini kurtarmaya çalışırlar. Bunun için uğraşırlar. 


Bu *Büyükler* ise, başkalarının kurtulmasına çalışırlar. Onların Cehenneme girmemesi için uğraşırlar. Aradaki fark, *Deniz* ile *Damla* nın farkı gibidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder