Berekât’a başladım.
Dedim Hilmi Bey hocamıza;
-Efendim, size sormadan bir iş yaptım.
-Ne yaptınız?
Dediler. Dedim;
-Farsça çalışmak için, Berekât’ı tercümeye başladım. Ama, gece de sabaha kadar, hep Muhammed Bâkîbillah hazretlerini gördüm. Sohbet ettik. Sakalı böyle siyah değildi, kırmızı gibi böyle. Öyle konuştuk.
-Yaa efendim. İnşallah devam edin. İnşallah biter de bir gün kitab olarak çıkar.
Arkadan buyurdular ki efendim;
-Ne mutlu size! Ömrünüzün en iyi zamanını, en iyi işte geçiriyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder