Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


*Âsumân secde künet, behr-i zemîni ki, derû. Yek dü kes, yek dü nefes, behr-i hüdâ binişînend.* Ne demek bu?


*(Âsumân secde künet)*, gökdeki melekler imrenirler, gıbta ederler. *(Behr-i zemîni ki, derû)*, öyle bir yere ki, işte burası. Cennetdeki melekler buraya gıbta ediyor, imreniyor kardeşim. 


*(Yek dü kes)* az bir kimseler. *(Yek dü nefes)* az bir zaman. *(Behr-i Hüdâ)* Allah rızâsı için. *(Binişînend)* otururlar, görüşürler, konuşurlar, sohbet ederler. 


Domuz eti, içki gibi haram şeyler yiyenler, büyüklerden *(feyz)* alamaz efendim. Zîra yediği o harâm şeylerin çıkardığı gazlar, vücutdaki feyz yollarını tıkar. 


Ve büyüklerin feyzi, o bedene gelemez. Harâm yiyenler, büyüklerin rûhlarından mahrum kalırlar ve feyz alamazlar. Kim söylüyor bunu? *(Bâki Billah)* hazretleri söylüyor. 


Bizim sözümüz değil. Bâki Billah hazretleri, *(İmâm-ı Rabbânî)* hazretlerinin hocasıdır. Yâni feyz yolunun üstâdı. Bizim kitaplarımız da, hep o büyüklerin yazılarıdır. 


Bizim kitaplarımız ne için çok kıymetlidir? O büyüklerin yazıları olduğu için. Bizim yazımız olsa, kıymetli olmazdı. Biz, o büyüklerden değiliz, ama onların sözlerini yayıyoruz. 


Hepimiz o büyükleri seviyoruz. O büyükleri seven, harâm da yemezse, *(feyz)* alır efendim. 


İnsanın boğazından bir lokma *(harâm)* inse, insan vücûdunda o harâm lokma, *(gaz)* olur ve bütün feyz yollarını tıkar. Velhâsıl tasavvuf, tamâmen *(helâl lokma)* dır kardeşim. 


Sevgi, *(itâat)* demekdir. İtaati varsa, sevgisi vardır. İtaati yoksa, *(yalan)* söylüyordur. Onu çok seviyorum demesi yalandır. Seven, sevdiğinden çok bahseder, çok bahsedilmesini de ister. 


Çünkü insan birine *(âşık)* oldu mu, gözü ondan başka bir şey görmez. Huzûrunda veyâ gıyâbında, hep Ona *(duâ)* eder. Onun üzülmesiyle üzülür, onun sevinciyle sevinir. 


Bu büyükler hayâtdayken *(feyz)* gönderirler, Ama vefâtlarından sonra daha çok gönderirler. Kime gönderirler? Kim severse ona. Yâni iş, *(muhabbet)* dedir. 


Muhabbetin de alâmeti var. Sevgi, *(lâf)* la olmaz. Sevginin birinci alâmeti nedir? Ona *(tâbi)* olmakdır. Meselâ bir kimse, (Ben Abdülhakîm Efendi hazretlerini çok seviyorum, ama o böyle söylüyor) derse, böyle sevgi olmaz kardeşim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder