Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


*(İstigfârı)* çok söylemek lâzım. İnsan iyi birşey yaparken de günâh işliyebilir. Onun için namazlardan sonra *(üç)* kere istiğfâr söylüyoruz. Duâdan sonda da *(yetmiş)* e tamamlıyoruz.


Bir harâmı *(hafif)* görmek, îmânı götürür kardeşim. Meselâ; *(Bu şey harâm olmasaydı)* demek. Veyâ, *(Bundan ne çıkar?)* demek, îmânı götürür. 


Dikkat etmek lâzım kardeşim. Yine çok büyük günâh olan ve çok kimsenin kıymet vermediği, en çok işlenen günâh, *(gıybet)* dir. 


Meselâ; *(Ben doğruyu söylüyorum, bu da günâh olur mu?)* dese, îmânı gider. Harâmı hafife almış olur. Allah korusun kardeşim.


Ebül Hasan-i Harkânî hazretleri, bin sene evvel, Sultân Mahmûd-i Gaznevî zamânında yaşamış. 


Sultân Mahmûd-i Gaznevî, bir gün arkadaşlarıyla ava çıkdığında bir ev görmüş. *(Bu ev kimin?)* diye sormuş. Arkadaşları da;


*(Ebül Hasan-i Harkânî hazretlerinin tekkesidir)* demişler. Sultân Mahmûd-i Gaznevî de, Ebül Hasan-i Harkânî hazretlerinin büyüklüğünü duymuş, ziyârete gitmek istemiş. 


Tekkeye gelmişler. Sohbet esnâsında Sultân Mahmûd-i Gaznevî, Ebül Hasan-i Harkânî hazretlerine; *(Hocanız Bâyezid-i Bistâmî hazretleri nasıl biridir?)* diye sormuş. 


Ebül Hasan-ı Harkânî hazretleri de; *(Benim hocam Bâyezid-i Bistâmî hazretleri öyle biridir ki, Onu gören yehûdî ve hıristiyanlar müslümân olurdu)* buyurmuş. 


Bu söz üzerine Sultân Mahmûd-i Gaznevî kahkahalarla gülüp; *(Olur mu öyle şey?)* demiş ve şöyle devam etmiş: 


Resûlullah Efendimizi, en yakınları, amcaları, *(Ebû Leheb)* ler, *(Ebû Cehil)* ler gördü. Peygamber Efendimiz onlara yalvardı, gene müslümân olmadılar da, senin hocanı gören yehûdîler ve hıristiyanlar mı müslümân oluyordu? demiş. 


Ebül Hasan-i Harkânî hazretleri de buyurmuş ki: 


Ebû Leheb ve Ebû Cehil gibi kâfirler, Resûlullah Efendimizi *(Peygamber)* olarak görmediler. Abdullahın *(yetîmi)* olarak gördüler. Ona, Abdullahın yetîmi olarak bakdıkları için îmân etmediler.


Eğer hazret-i Ebû Bekr gibi, Allahın *(Peygamberi)* olarak görselerdi, onlar da inanır, *(Eshâb)* dan olurlardı. 


Hocam hazretlerini gören yehûdîler ise, hocamın, Allahın *(evliyâsı)* olduğunu bildikleri ve Ona bu gözle bakdıkları için *(îmân)* ediyorlardı, demiş.


Bu cevap, Sultân Mahmûd-i Gaznevî’nin çok hoşuna gitmiş. *(Çok doğru söyledin)* demiş ve Ebül Hasan-i Harkânî hazretlerine olan sevgisi daha da artmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder