Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Ebül Hasan-i Harkânî hazretleri, talebelerini uzak bir yere göndermiş. O zamanlar böyle otobüsler falan yok. Dağlardan gidilirdi. Yollarda *(eşkıyâ)* lar olurdu. 


Ebül Hasan-i Harkânî hazretleri, talebelerine; Eğer yolda eşkıyâ ile karşılaşırsanız, kalbinizden *(yâ Ebel Hasen!)* diye beni çağırın, buyurdu. Talebeleri eşkıyâ ile karşılaşdılar. 


Ama bu tenbîhi unutup, *(yâ Rabbî, bizi kurtar)* diye yalvarmağa başladılar. Tabii hepsi soyuldular. Sabahleyin bir de bakdılar ki, arkadaşlarından bir tânesi soyulmamış. 


Eşyâları, elbiseleri, aynen duruyor. Merak etmişler ve soyulmıyan o arkadaşlarına; *(Sen ne yapdın da, seni görmediler?)* diye sormuşlar. O da demiş ki: 


Eşkıyâlar beni görünce, kalbimden *(yâ Ebel Hasen!)* dedim, hocamızı çağırdım, onun için bana dokunmadılar. Soyulan arkadaşları şaşırmışlar.


Nasıl olur, biz *(Allah)* dedik, Allah’dan istedik, soyulduk. Sen *(kul)* dan istedin, soyulmadın, bunun hikmeti nedir? demişler. Oradan geri dönmüşler, hocalarına sormuşlar. 


Hocaları onları dinlemiş ve cevap olarak buyurmuş ki: Siz Allahdan istediniz, ama hangi *(ağız)* la istediniz? Siz henüz, ağzınızdan *(harâm)* girip çıkmasına dikkat edemiyorsunuz. 


Harâm giren ve harâm çıkan bir ağızla yapılan *(duâ)* yı Allahü teâlâ kabûl etmez. Arkadaşınız benden yardım isteyince, ben onu duydum. Arkadaşınız için duâ etdim.


Onun kurtulması için Allahü teâlâya yalvardım. Allahü teâlâ da benim duâmı kabûl etdi. O arkadaşınız öyle kurtuldu, buyurmuş. 


Harâm giren ve harâm çıkan ağız ile yapılan duâyı Allahü teâlâ kabûl etmez. Ağızdan harâm girmesi ne demek? *(Yiyecek)* lerin nereden, nasıl geldiğinin belli olmaması. 


Ağızdan harâm çıkması ne demek? *(Yalan)* söylemiyeceğiz, *(dedikodu)* yapmıyacağız, *(gıybet)* etmiyeceğiz *(söz)* taşımıyacağız, *(iftirâ)* etmiyeceğiz. 


Böyle olursa, Allahü teâlâ duâmızı kabûl eder. Dikkat etmezsek, duâmız kabûl olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder