*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Peygamber Efendimiz, sahâbe-i kirâmdan Sa’d ibni ebî Vakkâs hazretlerine buyurdular ki:
*(Yâ Sa’d, duâlarının kabûl olmasını istiyorsan, ağzına dikkat et. Ağzına harâm girmesin, ağzından harâm çıkmasın.)*
Ağıza haram girmesini anlıyoruz. Nedir onlar? Yemesi ve içmesi haram olan şeylerdir. Peki, ağızdan çıkan haramlar nedir? Onlar da gıybet, iftirâ, dedikodu ve yalan söylemekdir.
Öyleyse ağzımıza haram girmeyecek ve ağzımızdan haram çıkmıyacak kardeşim.
*(İşte bu ikisine dikkat ederseniz, duâlarınız kabûl olur)* buyuruyor Efendimiz aleyhisselâm. Ebül Hasan Harkânî hazretleri de, talebelerine bunu böyle beyân buyuruyor.
*(Müslümâna gelen her şey ni’metdir, hayrdır)* buyuruyor. Müslümânları parayla dahî doyuran, sevâba kavuşur. Allahü teâlâ hepimize seâdet-i dâreyn ihsân eylesin kardeşim.
*(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz)* hadîs-i şerîfdir. Herkes çobandır ve emri altındakilerden mes’uldür. Öğretmen talebeden, işyeri sâhibi işçilerden mes’uldür
*(İhlâs)* sız yapılan ibâdet makbûl değildir. Namaz, insanı kötülüklerden korur, ama *(ihlâs)* la olursa korur. Allahü teâlâ ihlâsı emrediyor. Kehf sûresinin son âyet-i kerîmesinde;
*(Allahü teâlânın rızâsına kavuşmayı istiyorsanız, her şeyi yalnız Allah rızâsı için yapın)* buyuruluyor. Allahü teâlânın rızâsı kazanılırsa neye kavuşulur? Cennete.
Cennete kavuşmak istiyen, Allahü teâlânın rızâsına dikkat edecek, yâni ihlâslı olacak. Allahü teâlâ bu âyet-i kerîmede *(ihlâsı)* emrediyor. Câhiller, ibâdeti spor için, gösteriş için yapar.
İhlâssız amel insanı kurtarmaz, ancak ihlâsla yapılanlar kurtarır. İhlâssız olursa, yalnız borcu ödenir. Hiçbir şeye kavuşamaz. Velhâsıl sevap kazanmak için, *(ihlâs)* şartdır.
İhlâsla ibâdet yapılırsa, Allahü teâlâ *(Cenneti)* va’d ediyor. İhlâs elde etmek için ne yapacağız? İslâm âlimlerinin, evliyânın hayâtlarını okuyacağız.
Efendi hazretleri, (Bir üniversiteliye cevap) yazısında, *(Evliyânın sözünde Rabbânî te’sîr vardır)* buyuruyor.
Efendi hazretleri bana *(Reşâhâtı)* okuturdu. Bâzen yanlış okurdum, düzeltirdi, gülerdi. Çok merhametliydi. Sabırla bana öğretirdi.
İbâdetini ihlâssız yapan, bir gün sapıtabilir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, İbnissâkkayı misâl veriyor. İbnissâkka, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelik arkadaşıymış.
O kadar büyük âlim, sonra İstanbul’a gelmiş sefîr olarak, kötü arkadaşlara uymuş irtidât etmiş, yâni *(mürted)* olmuş, dînden çıkmış. Demek ki, ihlâsı yokmuş. *Cumâ gününüz mübârek olsun.*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder