Ve aleyküm selâm kıymetli kardeşim Enver bey
Bugünki Pazar ertesi günü yedi dâne mektûb geldi. Cevâb yazmağa sizden başlıyorum. Sonra eve yazacağım. Diğerlerini sıraya koyacağım. Artık cevâbı geç kalan kusurumu afv buyursun. Sıhhat ve selâmet haberlerinize ve atölye hakkındaki ma’lûmâtınıza memnûn oldum. Cenâb-ı Hak hepimizi hakîkî ve sermedî [ebedî] ni'metlerini artdırmakla şereflendirsin.
Orada bulunduğum zaman atölyeye bir kumaş almışdık. İsmini hâtırlayamıyorum. Kot mu idi, yoksa duble mi idi? O kumaş zararına çalışılmışdı. Bayram ustaya sıkı tenbîh etmişdim. 300 kuruş dahi olsa bunu alma demişdim. Tezgâhları da kırıyordu. Acaba şimdi yine ondan mı almış hayret etdim. Aktarmacı lâzım diye sizin yanınızda ısrar etmişdi. Şimdi onun 40 lirasını paylaşmak için onu, ya'nî masuracıyı almıyorlar. Buna da hayret etdim. Zâten zemânın insanlarının her işine hayret etmemek kâbil mi? Ne yapalım masuracı parasını yine onlara verelim. Ama iş de yapsınlar. İş az olunca boş yere vermeyelim. Bunun için orada iken yazdığım gibi yüz bin atkı atana 5 lira hesâbıyla her işçi hesâbına siz aktarma parasını yazarsınız. Onbeşer liraya masuracı alıp ona 40 lira veririz. İsterlerse onlara 5 liradan hesâb ederek atkı adedine göre veririz. Bu işlerle sizi rahatsız ettiğimden çekiniyorum. Derslerinize mâni olmasın diye düşünüyorum. Cenâb-ı Hak yardımcınız olsun. Mübârek kayınpederimin oturduğu masa, onun nefesi ile şereflenen atölye olduğundan inşaallah maddî ve ma'nevî istifâdenize sebeb olur.
Oradaki kardeşlerime ve [Abdülhakîm Efendi'nin ehibbâsından] Sâlim ve Mehmet [İnce] beylere ve Fıstıklı [Câmii] imamı Mustafa [Güneş] efendiye selâm ve duâlar ederim. Seâdet-i Ebediyye'den bugüne kadar iki formadan fazla gelmedi. Her hafta dört forma bekliyorum. Artık gelince konuşuruz.
Hüseyn Hilmi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder