Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri tarafından talebesi Hüseyn Hilmi Işık efendiye yazılmış mektûblar

Bu mektûblar es-Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri tarafından talebesi fazîletli Hüseyn Hilmi Işık efendiye yazılmışdır.

Azîz Hilmî!
Mektûbunuzun delâlet etdiği âfiyetinize şükrânlarda bulundum. Bâhusûs Sedâda avâmil dersi (okutman) pek hoşuma gitdi. Demek ki şehrlerden uzak kalmanızın takdiri boş değildir. Her ikiniz de müstefid olursunuz. Evâil-i İslâmiyette kelimât-ı mukaddese paralara nakşolunmuş değildir.Zirâ âlet-i mübadele nükûd muhân olun üzerlerinde tasvir caizdir. Bu nukuş paralarda Ehl-i Sünnet olmayan bir takım hükümdarların zemânında olmuş, Fâtımîler gibi, Resûlîler gibi,mu'tezile ve sâir şeri'ate tabi' olmayıb İslâm nâmı altında olanlardır. Evâil-i İslâmiyye, Sahâbe, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn idiler. Firâk-ı dâllenin satvet-i zemânlarında avâmı kendi mezheblerine meylettirmek için isti'mâl olunan hilelerden biridir. Fukâhâ-yı izâm, muhterem addettikleri kelimeleri paralara değil, mezarda isti'mâlini tevcîz etmemişdir. İşte bu mezar taşları dahi öyledir. (ya'nî mezar taşlarına bile yazmaya izin vermemişdir). Mendillerde tesâvir câiz olduğu gibi, paralarda (da) câizdir. Zîrâ muhândırlar. Hakîrdirler, muhterem değildirler. Size ve vâlide ve kardeşlerinize selâmlar ve düâlar ederim. Ara-sıra mektûb yazınız. Ahvâlinizi mufassalan yazınız! Teftîşden sonraki ahvâlinizi serî'an bildiriniz! 19 Eski Mart.


Pekçok sevilen Hilmî Sedâd!
Sevimli mektûblarınızı aldık. Şâkir okudu. Senâ ve şükre bâis oldu. Avâmilin tercemesini güzel yapmış. Demek ki,anlamış.Hilmi istifâde eder. Sedâd istifâde eder. Avâmilin bir şerhi, bir de mu'rebi vardır. Bunları bir vâsıta ile gönderirim. Zâten nahv i"tibâriyle kâfi olur. Sonra kimyâ mühendisi olduğunuz gibi, bir de sarf ve nahv mühendisi olursunuz. Diğer mühendisler çoğaldıkça, kıymetden düşerler. Bu mühendislik haddi zâtında makbûl olduğu gibi, nâdir ve azalmış ve bitmiş olduğundan çok makbûl olur. Daymik orada bulunmanız, böyle devlet-i azîmeye nâil olmak için olmuş. Selâmlar ve düalar ederiz.


Hilmî!
Bu mektûbunuzdan çok memnûn ve mesrûr oldum. Hemen bu i'tikâdın kuvvetlenmesini arzu ederim. Hablar, ya'nî müshil habları bana çok yarıyor. Kolay ise bir mikdâr dahâ yapınız ve gönderiniz!
25 Rebiülevvel.


Aleyküm selâm!
Esnâ-i tilâvet-i Kur'ânda selâm sünnet değildir. Fekat selâm eden olur ise, reddi vâcibdir. Tilâvet esnâsında tilâveti keser. Selâm red eder. Sonra okumağa başlar. Zîrâ tilâvet sünnetdir. Redd-i selâm vâcibdir. Vâcib, sünnet için terk ve te'hir olunmaz. Evvelce gördüğün ve anladığın gibi oku! Zîrâ,bu hakdan murâd, hurmet demekdir.(Bi-hakk-ı Muhammed) "sallallahü aleyhi ve sellem" demek,bi-hurmet-i Muhammed demekdir. (Mevkûfât) sâhibi zan etmiş ki, hak kelimesi, bir hakk-ı şer'î veyâ hakk-ı aklîdir. Öyle murâd olunur ise, öyle olur.Minelkadîm bu düâ böyle okuna gelmişdir. Evet, Allahü teâlâya hiçbir sûretle, hiçbir şey, ne şer'an ve ne de aklen vâcib değildir. Burada hakdan murâd, bu murâd değildir. Belki mütercim yanlış anlamışdır. Azîzim! Senin hâlin gibi, herkes bu derdle derdli, bu hastalık ile hastadır. Böyle olmaz ise, başka sûretle rahatsızlık olur. Âdetullah böyle cârî olmuşdur. Arabî beyt: (Küllü men telka-hu yeşkü dehrehu. Yâ leyte şa'rî hâzihid-dünyâ limen?) (Ya'nî her kime rast gelirsen, hâlinden,zemânından şikâyet ediyor. Âh bilseydim,bu dünyâ kimin malıdır, demekdir. En iyisi yine sensin!)


Hilmî,
Mektûbunuza müteşekkir oldum. Sıhhatınıza şükür etdim. Din ve dünyânıza en ziyâde yarıyan ve din-i islâmda misli te'lif edilmiş olmıyan (Mektûbât) kitâbını okuyup ba'zısını anlamanın çok ziyâde bir fadl ve ihsân olduğunu bilmelisin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder