Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Asıl *Hayât*, öldükden sonra başlıyor kardeşim. Öldükden sonra, *Sonsuz* bir hayât başlıyor. Bunda, aslâ *Şek* ve *Şüphe* yokdur. 


Zâten zerre kadar şüphesi olan, müslümânlıkdan çıkar, Allah korusun. Çünkü bu, *Mutlak* dır. Yâni *Muhakkak* dır.


Eğer insan, asıl hayâtın *Âhiret* te olduğuna, öldükden sonra dirileceğine, hesâba çekileceğine, trilyonda bir *Şüphe* si olsa, bu îmân *Yok* demekdir. 


Çünkü îmân, bir *Bütün* dür, bölünmez, parçalanmaz. Îmân, *Şüphe* götürmez, îmânda şüphe olmaz. Mü’min böyle olmalıdır. Mü'minin îmânı, *Taş* gibi olmalı.


Allahü teâlâ, bâzı kullarına *Hâdî* ismiyle tecellî etmiş, Hidâyet nasîb etmiş, bunları kendi hizmetinde kullanıyor. 


Ötekilere de *Mudil* sıfatıyla tecellî etmiş. Bunlar, *Dalâlet* dedirler, bunun için *Yıkıcı* dırlar, *Bölücü* dürler. El-hamdülillah, Rabbimiz bize doğru yolu nasîb etmiş. 


Elhamdülillah, Rabbimiz bizi *Mes’ûd* ve *Bahtiyâr* kullarından eylemiş. Allahü teâlâ; *Şükrederseniz, ni’metlerimi artdırırım!* buyuruyor. 


Şükretmek de iki türlüdür. Bir, *Şükr-ü hâlî* var, bir de, *Şükr-ü kâlî* var. Bunlardan Şükr-ü kâlî, *Söz* ile şükretmekdir. 


İmâm-ı Rabbânî hazretleri; *Allahümme mâ emsâ duâsını okuyan, o günün şükrünü yapmış olur!* buyuruyor. 


*Şükr-ü hâlî* ise, ni’met ne için verilmişse, onun için kullanmakdır. Meselâ *Göz* ne için verilmişse, oraya bakmak, harama bakmamak gibi. 


Mubâhlar, iyi niyetle işlenirse *Sevap* olur, kötü niyetle işlenirse *Günâh* olur. Ama harâmlar böyle değildir, iyi *Niyet* le haram işlenemez. 


Allahü teâlâ, dünyâya *Kıymet* verseydi, düşmanı olan kâfirlere bir yudum *Su* vermezdi. Dünyâ sevgisi, en büyük *Günâh* lardandır. 


Dünyâ sevgisini kalpden çıkarmanın en kolay yolu, *Sohbet-i sâlihîn* dir. Bir kapda *Su* olsa, bunu çıkarırsak o kaba ne girer? *Hava* girer. 


Havayı o kaba *Sokmak* için uğraşmaya lüzûm var mı? Hayır. *Kendisi* girer. Kalpden de *Dünyâ sevgisi* ni çıkarınca, yerine *Allah Sevgisi* kendiliğindan girer. 


Çünkü onun yeri, orasıdır. Şimdi insanlar, tam tersine, kalplerindeki *Allah sevgisi* ni çıkarıp, onun yerine, kendine düşman olan *Dünyâ Sevgisi* ni koyuyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder