*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Siz o kadar mümtaz ve seçilmiş insanlarsınız ki kardeşim, Allahü teâlâ size bu kalbi nasîb etmiş. Öyle bir kalb ki, *(Elmas)* hiç kalır yanında. Çok kıymetli olan bu elmas, hepinizin kalbinde var. Daha ne istiyorsunuz?
Bu ni’met verilmişse, her şey verilmiş demekdir. Allahü teâlâ, bu dîne hizmet edenleri, sâdece ibâdetle meşgûl olan, harâmdan sakınan âbidlerden daha çok seviyor.
Bu gençler, islâmın yayılmasına hizmet edecek, bizim de mezarda, rûhumuz şâd olacak inşallah.
Efendim, bu dünyâda, hem dünyâ seâdetine, hem de âhiret seâdetine kavuşmak, iki şeye bağlıdır. Bu iki şeyi yapan, râhat eder. Bundan daha sağlam bir *(sigorta)* yok efendim.
Birincisi, Peygamber aleyhisselâmın izinde yürümekdir. Onun bildirdiği, Onun teblîğ etdiği dîne tâbi olmakdır. Tabii bunun için de, bu dîni öğrenmek lâzımdır.
Peygamber aleyhisselâmın buyurdukları, anlatdıkları dîni, yine Onun *(vârisleri)* nden birinin ağzından, yâhut kaleminden, kitâbından öğrenmek şansı, pek az bulunan, çok büyük bir ni’metdir.
Bunu öğrenmek imkânını Allah birine vermişse, ne büyük seâdetdir. İşte siz, bu şansa sâhipsiniz kardeşim.
Allahü teâlâ, bütün Peygamberleri, bir maksatla, yâni *(Kullarımı ateşden kurtarın)* diye göndermişdir. İşte buna *(Cihâd)* denir. Cihâd demek, Onun kullarına dînini anlatmakdır.
Onları dâvet etmekdir. Siz bu vazîfeyi yapdığınız için, Peygamberlik vazîfesine tâlipsiniz kardeşim. Onun için, sizin yeriniz, başımızın üstüdür.
Cennetin en yüksek derecesi *(Şehîd)* lere mi verilir? Hayır. İslâmiyeti yayanlara verilir. Zâten şehîdler de, islâmiyeti yaymak için şehîd oluyorlar.
İslâmiyeti yayanlara, Cennetde en yüksek derece var. Peygamber Efendimize sormuşlar (İnsanların en kıymetlisi kimdir?) diye.
Efendimiz, bu suâle şöyle cevap vermiş. *(İnsanların en iyisi, dînini öğrenen ve öğrendiğini başkalarına öğretendir)* buyurmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder