*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Şehîd olanların *(kanları)*, Allahın dînini *(kitap)* ile yayanların *(mürekkebi)* ile tartılsa, mürekkep *(ağır)* gelir.
Bundan maksad; *(kitap)* ile yayanların sevâbı, *(cihâd)* ile yâni döğüşerek şehîd olanların sevâbından daha çokdur.
Ne mutlu Allahın dînini yayanlara! İşte islâmiyeti kitapla yayma hizmetini, siz yapıyorsunuz kardeşim.
*(Cihâd)* etmek, harb etmek değildir, harb etmeği hükûmet yapar. Biz, kendi kendimize bu mânâda cihâd yapamayız. Kendi kendimize cihâd, *(emr-i mâruf)* dur.
Yâni Allahın dînini yaymakdır. Biz, bunu yapıyoruz el-hamdülillah. Allahın dînini yayanlar, beden ile cihâd edenlerden daha *(hayırlı)* dır.
Hazret-i Alî ne buyuruyor? *(Bir kimse, Allahın dîninden bana bir kelime, yâni bir mesele öğretirse, ben onun kölesi olurum)* diyor.
Elhamdülillah, İslâma hizmet bize nasîb oluyor kardeşim. Bize nasıl nasîb oldu? Allahın lûtf-u ihsânıdır bu. Allahü teâlâ herkese bir şey ihsân etmiş.
Kimine, insanların sıhhatine hizmet etmeyi, yâni *(tabâbet)* ni’metini vermiş. Bize de Habîbinin, Resûlünün yolunu göstermek ni’metini vermiş.
*(El ulemâ vereset-ül enbiyâ.)* Yâni âlimler, Peygamberlerin vârisleridir. Bunu, Peygamber Efendimiz buyuruyor. Peygamber Efendimizin vârisleridir bunlar.
Vâris, mûrisin yanındadır. Ne büyük ni’met içindeyiz kardeşim. Sevinelim, şükredelim. Allahın dînini yaymak ni’metinin devâm etmesi için, bu ni’mete şükretmek lâzım.
Şükretmek ne demek? Nasıl şükredeceğiz? Ni’mete şükretmek, o ni’meti yerinde kullanmak demekdir. Yerinde kullanmanın birinci şartı, *(fitne)* den sakınacağız kardeşim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder