Türkiye harab oldu

 Bitlis hacılarından biri anlattı: "Bir gün Kâbe-i muazzama hareminde, Bitlis delîli ile yedi sekiz kişiden ibâret mahzûn [gayet üzüntülü] bir cemâate rast geldik. Bu cemâat da orada vazîfeli delillerden idiler. Bizim oraların ya'nî Bitlis delîli, o üzgün cemaatten, sebeb-i hüzünlerini sordu. İçlerinden biri: "Türkiye harab oldu" dedi. Ben de, vatanım olan Türkiye'nin, Allah korusun, bir istilâya uğradığı veya bir harbe girdiği korkusundan heyecanlanıp, o zata: "sebebi nedir, ne oldu?" dedim. Cevabında: "İstanbul'da Seyyîd Abdülhakîm (kuddise sirruh) isminde bir mürşid-i kâmil-i mükemmil var idi. Bu günlerde âhırete intikal etti, dedi. Efendim, siz onu tanıyor musunuz? Dedim. Cevâbında " Allahu ekber! Türkler hâric onu bütün dünya tanıyor" dedi.

Hacı, delîl vâsıtasıyla: "Bu zat nasıl birisidir", diye sorunca: "Allah bilir,kıyâmete kadar, hazreti Mehdî dışında öyle bir zat bir daha dünyaya gelmez", dedi. "Siz onu gördünüz mü?" dedi. Maalesef görmedim, cevabını verdi.

Nitekim Yemen cinlerinden bir cemâatin gelip, Efendi hazretlerine: " Bunlar senin kıymetini bilmiyor, sizi Yemen'e götürelim" deyip, sabaha kadar yalvardıklarını daha önce arz etmiştik.

(Son halkalar ve Seyyid Abdülhakîm Arvâsî'nin Külliyatı,2.cild,sf: 416)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder