12 Zilka'de 1376 [11.6.1957] Salı
Ve aleyküm selâm kıymetli kardeşim Fahreddin
Mektûbunuzu aldım, inci gibi dizmiş olduğunuz o güzel yazınızı zevkle okudum. Fârisî çalışmanıza çok memnûn oldum.
Sizlerin muhabere veya topçu veya motorlu vâsıtalara ayrılmanız çok isâbetli olur. San'at bulunan mesleği tercih etmek lâzımdır. [Abdülhakîm Efendi'nin ehibbâsından] Cevad [Yücemen] Bey bu sene hacca gidiyor. Bu perşembe günü Ankara'ya gideceğini haber aldım. Perşembeye kadar kendisini görmeye gayret edeceğim veya mektûbunuzu birisi ile kendisine vereceğim. Siz orada Faruk [Işık] Bey'i bulunuz. Faruk Bey, Cevad Bey'in dünürüdür. Cevad Bey'e, Faruk Bey söylesin veya Faruk Bey'in oğlu Nevzad Bey'i, Faruk Bey'den adresi alarak bulunuz. Nevzad Bey, Yüzbaşı Celâl Bulutlar'ın bacanağıdır. Hanımı kız kardeşine söylesin veya Nevzad Bey, Celâl Bey'e söylesin.
Faruk Bey ve Nevzad Bey mübârek insanlardır. Hayr ve kerem sâhibleridir. Sizin gibi temiz ve müslimân kardeşlere her dürlü yardımı ve iyiliği seve seve yaparlar, onlardan çekinmeyiniz. Faruk Bey'e gidiniz, elini öpünüz. O sizi mahrûm bırakmaz. Herhalde gidiniz, benden de selâm söyleyiniz. Mübârek ellerinden öperim. Îcâb ederse diş tabibi Sabri [Gökkaya] Bey'e de söyleyiniz. Onlar Celâl Bey'e muhakkak yapdırırlar.
3 gün evvel Dil Tarih Fakültesi'ne Süleymân'a [Kuku] mektûb gönderdim. Zarfın içinde Ali [Karaduman] ve Câhid'e [Atasaral] de yazdığım ayrı kağıd var. Süleymân memleketine gitti ise mektûbu Ali ve Câhid alsın. Onlar da yok ise siz alınız. Fakültede kalmasın. Birisinin eline geçmesin.
Abdülhakîm ile iki ay, ilk mekteb derslerine çalışdık. Meârife istid'â verdim. Bir ilk mektebde imtihâna iştirak ettirdiler. Lehülhamd iyi derece ile ilk mekteb şehâdetnâmesini aldı. İkimizde yorulduk. Bir hafta istirâhatdan sonra tekrar derslerine devâm edeceğiz.
Seâdet-i Ebediyye risâlesinin ikinci kısım müsveddeleri hazır. İkrâmiye alınca matbaaya vereceğim, basılacak. İki ay sonra basılmış olur. Bakalım kağıd bulabilecek miyim?
Fârisî Vikâye şerhi var. Birisi (Germîrî) ismi ile meşhur olup İstanbul'da tab' edilmişdir. Bayezid'deki kitâbcılarda ve belki Ankara'daki Muhsin Efendi de vardır. İkinci Vikâye şerhi Hindistan'da basılmışdır. [Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî'nin talebesi Abdülhak Sücâdil Serhendî'nindir.] Bende ikisi de var. Çok güzeldirler. Fârisî Hüseyn Vâiz tefsîri de güzeldir. [Tefsir-i Hüseynî]. Hepinize din ve dünyâ seâdeti için duâ ederim kardeşim.
Hâceniz Hüseyn Hilmi Işık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder