*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Büyüklerimiz; *Birşeyi inkâr eden, ondan mahrûm kalır!* buyurmuşlar. Cenneti *İnkâr* eden de, Cennetden *Mahrûm* kalır. Sevmek de *Lâf* la olmaz, bunun isbâtı lâzım.
Ne ile isbât edecek? *İcraat* la. Peki, icraatı var mı? Yâni *İtâat* ediyor mu? Onu *Seviyor* mu? Seven, sevdiğine itâat eder. Etmiyorsa, *Sevmiyor* demekdir. *İsbâtı* bu işte.
İnsan, *Birini* seviyorsa, *Sevdiği* kadar da *Korkması* lâzım efendim. *Korkusu* yoksa, *Sevgisi* de yokdur. Meselâ Allahü teâlâdan en çok korkanlar, *Âlimler* dir.
Tanımak mühim kardeşim, çok *Tanıyan*, çok *Korkar*. Allahü teâlâyı en çok *Kim* tanıyordu? *Peygamber Efendimiz*. Ondan en fazla *Korkan* da yine Peygamberimiz.
Yâni kim, ne kadar çok *Sever* se, o kadar çok *Korkar*. Eğer korkmuyorsa, sevgisi yokdur veyâ o sevgi, nefsânîdir, *Rahmânî* değil.
Seviyor, ama *Allah için* değil, bir *Menfaat için* seviyor. Bu sevginin hiç *Fayda* sı yok.
Allah için *Sevgi* nin karşılığı, Allah için *Korkmak* dır. Yoksa, işime son verecek, veyâ başka bir sebeple olursa, hiç *Önemli* değil. Ona sevgi denmez zâten.
● ● ●
Efendim bir evliyâ zâta sormuşlar, demişler ki: *Âhiretde, seni annen mi hesâba çeksin, baban mı, seç birini, deseler, ne cevap verirsin?* Böyle demişler.
O mübârek zât da; *İkisini de kabûl etmem!* demiş. *Ne annemi, ne de babamı kabûl etmem!*
Peki, senin hesâbını *Kim* görsün? dediklerinde, *Rabbim görsün!* buyurmuş. Sebebini sormuşlar. Şöyle cevap vermiş:
Annemin şefkati, babamın merhameti; Rabbimin merhametinin yanında, *Deniz* de, bir *Damla* bile etmez. Çünkü O’nun merhameti, *Sonsuz* dur.
Annemin babamın merhametiyse bir *Damla*. Siz olsanız, hangisini tercîh edersiniz? demiş. Biri *Sonsuz*, biri *Damla*. O bir damlayı da, bütün mahlûklarına dağıtmış.
Bütün *Canlılar* ın, yavrularına karşı olan şefkati, merhameti, bu bir *Damla* nın içinde. Rabbim varken, yakışır mı bir *Kul* dan yardım istiyeyim, buyurmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder