Ebû Mensûr Hayyât hazretlerinin talebelerinden Silefî anlatır: “Hocam Ebû Mensûr Hayyât’ın cenâzesinde bulundum. Namazını kılan cemâat çok kalabalıktı. O zamana kadar öyle bir kalabalık toplandığını görmemiştim, insanlar bereketlenmek için onun cenâze namazını, kılmak istiyorlardı. İlk önce Kasr Câmii’ne götürüldü. Orada namazı kılındıktan sonra, izdihamdân namaz kılamayanlar, Mensûr câmii’nde ikinci defa namazını kıldılar.
Cenâzedeki bu kalabalığı, bir İslâm âlimine bu derece iltifât edilip kıymet verilmesini, müslümanların hüzünlü ve coşkun hareketlerini, kenardan seyreden bir yahudînin kalbi yumuşadı.
Allahü teâlâ, bu mübârek zâtın hürmetine o yahudiye hidâyet verdi. Kelime-i şehâdet getirip müslüman oldu. Çarşamba günü vefât etti. Perşembe günü güçlükle defnedilebildi.”
Hüseyn bin Hüsrev Belhî anlatır:
Vefâtından sonra Ebû Mensûr Hayyât’ı rü’yâmda gördüm.
*“Allahü teâlâ sana nasıl muâmele etti?”* dedim.
*“Allahü teâlâ beni, çocuklara Fâtiha sûresini öğrettiğim için affetti”* buyurdu.
İslam Alimleri Ansiklopedisi
5.cild
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder