*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Bir gün, bir yerde oturuyorduk. Bir ara dışarıdan *Köpek havlama* sesi işitdik. Sanki bir şeyler söylüyordu. Kim bilir *Ne diyordu* hayvancağız?
İnsan ve Cin’den başka her *Canlı*, mânevî şeyleri *Görür* ve *Duyar* kardeşim. Ama insanlar duymazlar. İnsanlar, değil mânevîsini, *Maddî* sini bile duyamıyor, göremiyor.
Biz hepimiz çok *Şanslı* yız kardeşim. Çok bahtiyârız. Niçin? Çünkü *Sâhip* siz değiliz. Bir sâhibimiz var. Yâni en büyük *Şeref*, en büyük *Ni’met*, bir yere bağlı olmakdır.
Çünkü *Bağlı olmak* demek, sana biri *Sâhip* çıkıyor, seni kurtaracak demekdir. Ama *Bağsız* ve *Bağım* sız oldun mu, kimin eline düşeceğin belli olmaz.
Ya *Şeytân* ın, ya *Nefs* in, ya da bir *Kötü arkadaş* ın eline düşersin. İşte bizim en büyük *Şansımız*, bu *Büyük* lere, *Allah dostları* na bağlı olmamızdır efendim.
● ● ●
Allahü teâlâ, *Hastalığı*, ancak sevdiklerine verir efendim. Sevmediklerine vermez. *İmâm-ı Gazâlî* hazretlerinin bir *Bedduâ* sı var. Kimyâ-i seâdetde var bu.
İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyurmuş ki: Eğer birine *Bedduâ* etmek istiyorsanız, onun hakkında üç şey isteyin. Çok *Para*, çok *Sıhhat*, çok *Ömür*.
Hâlbuki bunların *Üçü* de istenecek şeyler. Nitekim herkes dünyâda bu üçü için yaşıyor. Çok *Para* kazanayım, çok *Yaşıyayım* ve hep *Sıhhat* li olayım! Herkes bunlar için yaşıyor.
Bunun hikmetini soruyorlar *İmâm-ı Gazâlî* hazretlerine. O da buyuruyor ki: *Bu üçüne sâhip olan kimse, Allah diyemez!* Niçin? Çünkü herşeyi tamam. İhtiyacı yok ki.
*Parası* var. Bir yeri ağrımıyor. Niye *Allah* desin ki? Bir *Sıkıntı* sı yok. Duâ etmek hâtırına bile gelmez. İnsan, bir sıkıntıya düşünce *Allah* der, *Duâ* eder. Onun hiçbir sıkıntısı yok ki, niye Allah desin, duâ etsin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder