*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*(Ateş)*, Allahü teâlâya karşı işlenen *(Suç)* ların karşılığı değildir. İlmihâl’de geçiyor ya. Cehennemde kimler sonsuz yanacak? *(Namaz)* kılmıyanlar mı? *(Oruç)* tutmıyanlar mı? *(Günâh)* işliyenler mi?
Hayır, Cehennemde *(Kâfir)* ler sonsuz yanacak. Cehennem, *(Küfr)* için yaratıldı kardeşim, *(Kâfir)* ler için yaratıldı. Cehennem, *(Suçlu)* ların yeri değil, *(Düşman)* ların yeridir.
*(Kâfir)*, Allahü teâlânın *(Düşmanı)* dır. Cehennem de, Allahü teâlâya düşman olanların *(Yeri)* dir. Allah düşmanlarının *(Cezâ)* sı, Cehennem ateşinde sonsuz olarak *(Yanmak)* dır.
● ● ●
Namazda, Ettehiyyâtü’yü okurken, *(Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü)* diyoruz ya. Sana selâm olsun yâ Resûlallah, diyoruz.
Evliyâların *(Rûh’u)*, isimlerinin söylendiği yerde hâzır olur. Ya Peygamber aleyhisselâmın *(Rûh’u)* O anda, orada hâzır olur. Hemen, derhâl, ânında.
Ve *(Bana kim selâm verdi?)* diye bakar, selâm vereni görür ve hâfızasına alır. O müslümân *(Vefât)* ederken, ânında karşısına gelir.
Ona *(Gözükür)*. O mü’min de Onu *(Görür)* ve zerre kadar ölüm *(Acısı)* çekmez. Öldüğünün farkına bile varmaz.
Neden? Çünkü Resûlullahın o mübârek *(Cemâl)* ini gördü. Onun *(Zevk)* inden hiç bir şey duymaz efendim, aynen *(Narkoz)* almış gibi.
Sonra, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis sâlihîn deyince de, bütün *(Peygamber)* lere, bütün *(Eshâba)*, bütün *(Evliyâ)* lara, bütün *(Melek)* lere.
Ve bütün *(Müslümân)* lara selâm veriyoruz, duâ ediyoruz. Onlar, bu selâmı alınca; *(Bize bu selâmı kim verdi?)* diye bakıyorlar,
*(Bizi)* tanıyorlar ve *(Hâfıza)* larına kaydediyorlar. Niçin? Âhiretde *(Şefâat)* etmek için. Çünkü o büyükler, *(İyiliğin)* altında kalmazlar efendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder