Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Efendimiz aleyhisselâm *(Sekiz)* yaşında iken dedesi vefât edince, amcası *(Ebû Tâlib)* in yanında kaldı. İşte bunları okumak, konuşmak *(Mevlîd)* oluyor kardeşim. 


İllâ ki *(Kasîde)* şeklinde okumak şart değildir. Hattâ paraya, altına, gümüşe, mala ve yiyeceğe *(Mevlîd)* okunsa, o şeyin *(Bereketi)* artar. 


Eshâb-ı kirâm, *(Mevlîd)* geceleri toplanır, bu hâlleri konuşurlardı. Tâbiîn de böyle yapardı. Ama vehhâbîler mevlîde bid’at diyorlar, hâlbuki *(Sünnet)* dir ve çok *(Sevap)* dır.


Bu kâinatda yaratılan her şey, insana *(Fâideli)* olması için yaratılmışdır. Ama insanoğlu, ihtiyâcı olduğu her şeye *(Kalbi)* ni bağlar. 


Bağladığı müddetçe de, bağladığı mikdarda Allahü teâlâdan *(Uzak)* laşır. Böylece insan, mahlûkatın en *(Kötü)* sü olur. Ölçü, Allahü teâlâya *(Yakınlık)* ve *Uzaklık)* dadır. 


Eğer işlenen günâhlarda *(Küfr)* bulaşığı varsa, kâfirleri *(Övmüş)* se, veyâ ağzından *(Küfr)* sözleri çıkmışsa, bu hâl üzere ölenler için, Cehennem azâbı, *(Küfr)* den dolayı vardır. 


Müslümâna hizmet, *(İbâdet)* dir kardeşim. Elden geldiği kadar, mü’min, mü’minlere *(Hizmet)* etsin. 


Allahü teâlânın dînine hizmet eden bir mücâhide az bir *(İyilik)* eden, meselâ ona bir bardak *(Su)* veren kimse, *(Ölüm)* acısı, *(Kabir)* azâbı, *(Mahşer)* azâbı çekmez. 


Evliyâdan *(Feyz)* alabilmek için, bâzı şartlar vardır. Önce *(Müslümân)* olması, sonra *(Bid’at)* ehli olmaması ve *(Harâm)* lardan sakınması lâzımdır. Harâmla feyz bir arada olmaz. 


Sonra *(Farz)* ları yapması lâzımdır. Allahü teâlânın emirlerine uymıyan, *(Feyz)* alamaz. Ayrıca boğazından bir *(Lokma)*, bir *(Zerre)* harâm gıdâ vücûda girmemesi lâzımdır. 


Eğer *(Harâm)* girerse, insan vücûdunda o harâm lokma *(Buhar)* olur ve bütün *(Feyz)* kapılarını kapatır. Delikleri tıkar, hiç feyz alamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder