*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Mazhar-ı Cân-ı Cânân* hazretleri, tanıdıklarından birine, bir *Mektûb*’unda şöyle yazıyor: Sizin, *Ömre*’ye gitmeye karar verdiğinizi işitdim.
Sizin gibi, her *Hâli* islâmiyete *Uygun* olan ve bir mürşid-i kâmili görerek kalbi *Nûr*’lanmış olan bir zâtın, bu *Karar*’ını işitince çok şaşırdım.
Çünkü *Nâfile* hacca, yâni *Ömre*’ye gidecekmişsiniz. Bir kerre bu, *Farz* olan bir hac değil, *Nâfile* hacdır. *Ömre*’ye niçin gideceksiniz?
Zâten *Fakîr*’siniz. Fakîr olana, hac zamânı olsa bile, hac *Farz* olmaz. Hem ananız babanız *Hasta*, evde yatıyorlar. Onların *Hak*’ları var.
Onları böyle *Bırakıp* da nereye gidiyorsunuz? *Zevce*’nizin haklarını da *Ayak*’lar altına alıp *Nere*’ye gidiyorsunuz? Böyle diyor mübârek zât.
Ne kadar doğru kardeşim. Nâfile *İbâdet* yapmak için ana-baba hakkı *Çiğneniyor*. Ailesinin, zevcesinin hakkı *Ayak*’lar altına alınıyor.
Sonra, yollarda namazlar *Kazâ*’ya kalıyor. Hâlbuki bir *Farz*’ı yapmıyan kimse, *Bin*’lerle nâfile ibâdet yapsa, o *Farz*’ı ödiyemez.
Farz, o kadar *Mühim* kardeşim. Bizim *Müjdeci Mektuplar* kitâbında yazılı bu. *Farz*’ların yanında nâfileler, *Deniz* yanında bir *Damla* su bile değildir, buyuruyor.
● ● ●
Allahü teâlânın kazâsına *Rızâ* lâzımdır kardeşim. *Kazâ* ve *Kader* meselesi, *Esrâr-ı ilâhî*’dir. Yâni Allahü teâlânın *Sır*’larından bir *Sır*’dır.
Bunun üzerinde konuşmayı, hadîs-i şerîfler *Men* etmişdir. Yâni *Kazâ* ve *Kader*’den bahsetmek şer’an *Yasak*’dır.
Bu meselede, *Ehl-i sünnet* âlimleri ne demişse, onu öğrenip *İnanmak*’dan başka çâre yokdur. Kafa yormak, düşünmek, mantık yürütmek *Doğru* değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder