Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


*Âhiret*’te zaman yok. *Ezel* ve *Ebed*, orada bir *An*’dır. Mebde ve müntehâ, yâni *Baş* ve *Son*, milyarlarla sene, orada bir *An*’dır. 


Biz zamanlı yaratıldık, zamanlı doğduk, zamanlı büyüdük. *Zaman*’sızlık ne demek, *Aklı*’mız ermez. Aklımız ermiyor bizim bu işe. 


Ama *Kalp* gözü *Açık* olanlar, *Kıyâmet*’i de görüyor, *Cennet*’i de görüyor, *Cehennem*’de yananları da görüyor. 


Şimdiki *İslâm Düşman*’ları geberip Cehenneme gidiyorlar ya, onların *Cehennem*’de yandıklarını, *Kalp* gözü açık olanlar *Görür* efendim. Nasıl görür? 


*Kalp*’lerinden bir *Pencere* açılır, o pencereden *Âhiret*’i görürler. Allahü teâlâ, niçin *Âhiret’e îmân*’ı emretmiş? Hâlbuki âhireti *Saklamış*. Görülmüyor, bilinmiyor. 


Bilinmiyen, görülmiyen, anlaşılmıyan bir şeye *İnan*'mak, *Îmân* etmek çok *Zor*’dur. Oradan bâzı *Şey*’leri bize gösterseydi ya. 


İşte *Onu* da gösteriyor Allahü teâlâ. Onun *Yolu*’nu da bize gösteriyor. *Âhiret*’i görmek mümkün mü? Elbette *Mümkün*. Nasıl mümkün? Bunun *Yol*’u nedir? 


Bunun yolu, *Kalp Gözü*’nün açılmasıdır. Kalp gözü *Açılır*’sa, kalp penceresinden görülür âhiret. Kalp gözü açık olanlar *Âhiret*’i görürler. Efendi hazretleri anlatdılar. 


Bir gün, Mazher-i Cân-ı Cânân hazretleri, bir *Kabristân*’ın önünden geçiyormuş. Bir *Kabir*’de, bir kadının *Fecî* şekilde *Yandığı*’nı görüyor. 


Nasıl görüyor? *Kalp Göz*’ü ile görüyor efendim. Kadın yanıyor, *Feryâd*’ını, insandan gayri her *Mahlûk* işitirmiş. Duruyor Mübârek. 


Ellerini kaldırıp; *Yâ Rabbî, nezdimde okunmuş yetmiş bin kelime-i tevhîd var. Onu, bu kadının rûhuna hediye ediyorum*, diyor. 


Ve yanındakilere dönüp; *Eğer îmânı varsa, azabdan kurtulur*, buyuruyor. Ânında *Te’sîr*’i görülüyor efendim, kadının kabri, o anda *Cennet Bahçe*’si oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder