Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Efendi hazretleri, bir gün, *Ben zâyi oldum* buyurdu. Bu cümleyi kullandılar kardeşim. Ben zâyi oldum. Efendi hazretlerinin bu *Sözü*, gayretullaha dokundu. 


Yâni Allahü teâlâ; *Ey kulum, ben seni hiç zâyi eder miyim* buyurdu. Ve işte bütün bu âbiler, bütün bu hizmetler meydana geldi. 


Bütün dünyaya, *Milyon* larca kitâbın dağılması, hep Efendi hazretlerinin; *Ben zâyi oldum* hicrânı ile neş’et etdi kardeşim. 


Bütün bu hizmetler, hep Onun *Bereketi*, hep Onun *Himmeti*. Velhâsıl Allahü teâlâ, Onu zâyi etmedi. 

● ● ● 

Kadınların örtünmesi *Farz* dır. Namazda da, namâzın hâricinde de. Bu vücûd bize emânet. Allahü teâlânın emirleri *Vücûd* ile yapılıyor. 


Bunun için, vücûdumuzu bu niyetle beslemek de *İbâdet* olur. Niyet *İyi* olunca, mü’minin her hareketi *İbâdet* dir. Ne güzel. 


Her hareketimize *Sevap* var. Yeter ki niyetimiz *Hâlis* olsun. 


Niyetin hâlis olması demek, o işin sırf *Allah için* yapılması demekdir. Allah yolunda, hâlis niyetle yapılan *Hizmet* ler zâyi olmaz kardeşim. 


Allahü teâlâ *Zâyi* etmez. Rabbimize nasıl *Şükr* edeceğimizi bilemiyorum. Çok râhatız, çok bahtiyârız. *Ni’met* ler içinde yüzüyoruz. 


Nereden geliyor bu *Ni’met* ler? Hep Efendi hazretlerinden. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinden geliyor. 

● ● ● 

*Kur’ân-ı kerîm*, yirmiüç senede, âyet âyet, parça parça, yavaş yavaş geldi. Kur’ân-ı kerîmi toplıyan, hazret-i *Ebû Bekr* ile hazret-i *Ömer* dir radıyallahü anhümâ. 


Bu toplanmış hâldeki Kur’ân-ı kerîmi çoğaltan ve her tarafa yayan ise, hazret-i *Osmân* dır radıyallahü anh. 


Onun için hazret-i Osmâna, *Câmi-i Kur’ân* yâni Kur’ân-ı kerîmi *Toplıyan* denir. Kur’ân-ı kerîmi toplıyandan maksad;


Onu, birçok *Nüsha* olarak, tekrardan aynen yazdırıp, çoğaltıp, bunları çeşitli memleketlere gönderen demekdir ki, hazret-i *Osmân* bunu yapdı işte. Ne büyük *Hizmet*.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder