Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Yer bulanlar sandalyeye otursun, yer bulamıyanlar yere otursun. *Gençler* yere, *Yaşlılar* sandalyeye otursun. Yaşlılara hürmet etmek lâzım kardeşim.


*Enver âbi* Yalova’ya gitmişdi. Orada kalıyorlardı. Oradan bana telefon oçdı, konuşduk. Ne yapıyorsunuz? diye sordum. O da, *Kitap okuyoruz*, dedi. Hangi kitâbı? dedim. *Namaz kitâbını*, dedi. 


Çok *Sevindim* efendim. Kitaplarımızın okunduğunu öğrenince seviniyorum kardeşim. Okunmadığını öğrenince de üzülüyorum. 


Ben bu kitaplara ömrümü verdim. Niçin? İnsanlar *Okusun*, istifâde etsin diye. *Raf* da dursun diye değil. 


Hem bu kitaplar benim değil ki, *Büyükler* in sözleri. *Efendi* hazretlerinden öğrendiğim bilgilerin her cümlesi *Pırlanta* gibidir, bunları okuyana *Müjde* ler olsun. 


*Îmânı* ve *Îtikâdı* doğru olan bir insan, çok bahtiyârdır. Her an hâline şükretmelidir. *Şükr* edenleri ve *İstiğfâr* edenleri Allahü teâlâ sever. 


Allahü teâlânın sevdiği seçilmiş büyüklerin *Kitapları* nı okumakla şereflenmek, *Ni'met* lerin en büyüğü ve en kıymetlisidirdir. 


Bu büyük, bu kıymetli *Ni'mete* kavuşmak, okumakla şereflenmek ve okumakla lezzet almak seâdetine kavuşan kimse, çok *Tâlihli* dir.


Böyle bir kimse, dünyânın neresinde olursa olsun, kimlerin arasında bulunursa bulunsun, *Yalnız* değildir, *Garip* değildir, hep o *Büyükler* le berâberdir. 


O büyüklerin yazıları okunduğu, isimleri anıldığı yere *Rahmet* yağar. Bugün için, bu *Allah* adamlarını bulup sohbet etmek, konuşmak, görüşmek, dertleşmek, hemen hemen *İmkânsız* hâle gelmişdir. 


Biz, eczâneye giderken, polislere *Kitap* dağıtıyoruz efendim. Kimi bize *Âbi* diyor, kimi de *Baba* diyor. Eskiden, biz küçükken büyüklerimiz bize; *Yaşlılara yer verin!* derlerdi. 


Biz onu, sâdece *Hürmet* için sanırdık, öyle zannederdik. Fakat şimdi biz de yaşlanınca, yaşlılar *Muhtâc* olduğu için yer vermek lâzım olduğunu iyi anladık.


*Neş’eli* bir bayram geçiriyoruz elhamdülillah, bir sıkıntımız yok. Allahü teâlâ, İbrâhim aleyhisselâmı *Ateş* in içinde yakmadığı gibi, elhamdülillah bizi de bu *Fitne Fesat* ateşi içinde yakmıyor kardeşim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder