Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Nakşibendî büyükleri *Taş*’a teveccüh etseler, taş feyz alır kardeşim. İstîdâda bakmadan herkese *Feyz* verirler. Yalnız *Talep* şartdır. İstemek lâzım. Talep olmayınca feyz olmaz. 


*Mevlâna Hâlid* hazretleri Bağdat’dan Delhi’ye gelirken, yolda rüyâda, *Abdullah-ı Dehlevî* hazretlerini görüyor. 

Uyanınca bakıyor ki, kalbi *Zikr* ediyor. 


Delhi ye gelince, aynen rüyâda gördüğü gibi, Abdullah-ı Dehlevî hazretlerini görüyor. Ve yedi ayda *Mürşid-i kâmil* oluyor. 


Bir gün sohbet esnâsında, Abdullah-ı Dehlevî hazretlerini sevenlerden bir *Kadın* ın vefât ettiği haberi geliyor. 


Abdullah-ı Dehlevî hazretleri bunu işitince, o hanımın kabrine teveccüh edip, sonra yanındakilere; *Kuvvetli ihtimâldir ki, bu yola bağlı olanlara kabir azâbı olmaz*, buyuruyor. 


Abdülhakîm Efendi hazretleri de; *Bu büyüklerin Kuvvetli ihtimâl demeleri, Muhakkak demekdir*, buyururdu. 


Bir kadıncağız da, *Abdullah-ı Dehlevî* hazretlerine bağlanmak istermiş. Kocasıyla devâmlı haber gönderirmiş, kocası da söylemeyi unuturmuş. Derken kadın ölmüş. 


O ölünce, kocasının aklına gelmiş ve gidip hanımının bu arzûsunu Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine söylemiş. Ab-dullah-ı Dehlevî hazretleri de kabûl buyurmuşlar. 


O gece kadın, kocasının rüyâsına girip; *Çok şükür, murâdıma kavuşdum, beni kabûl etdiler*, demiş. Nakşibendî büyükleri böyledir kardeşim. 


Ölüye diriye, kadına erkeğe, yaşlıya çocuğa, hepsine *Feyz* verirler. Hattâ yanlarında bulunmak da şart değildir. Uzakdan *Sevmek* yetişir. 


Hâlbuki *Çeştiyye* tarîkatına girmek için, mürşid-i kâmilin Elini tutarak intisâb etmek şartdır. Nakşibendîde ise, uzakdan bağlanıp *Sevmek* le de, intisâb etmiş olunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder