*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Hindistân'a *Enver âbi* ile gitdiğimiz zaman, büyüklerin kabirlerini ziyâret etdik. Böyle mübârek kabirlerden, ancak *mürşid-i kâmil*’ler istifâde edebilir.
Çünkü başkaları doğru dürüst *Râbıta* bile yapamıyor ki, nasıl istifâde edebilsin. Ama *Enver âbi* istifâde etdi efendim.
Allahü teâlâ, her şeyden önce Peygamber Efendimizin *Rûh’u* nu yaratmışdır. Peygamber Efendimiz, bir gün Eshâb-ı kirâmın yanına gelmişler.
O sırada sahâbîler, *Yaş*’dan bahs ediyorlarmış. Peygamber Efendimiz; *Ne konuşuyordunuz, mevzû neydi?* buyurmuş.
Eshâb-ı kirâm da, birbirlerinin yaşından konuşduklarını arz etmişler. Peygamber Efendimizin Eshâbı, birkaç amcası hâriç, hepsi yaşça Efendimizden *Küçük*’müş.
Peygamber aleyhisselâm, karşısında oturan hazret-i Abbâs’a; *Hangimiz büyüğüz?* diye sormuşlar.
Amcası da; Yâ Resûlallah, sen her şeyden *Büyük*'sün. Ben sizden, yalnız üç yaş *Eski*’yim demiş.
Peygamber Efendimize karşı, *Büyük* kelimesini kullanmazlarmış. Peygamber Efendimiz, Cebrâil aleyhisselâma bir kere, *Kardeşim Cebrâil*, dedi.
Cebrâil aleyhisselâm; *Ben senin ağabeyinim, niye bana kardeşim diyorsun?* demiş. Peygamber Efendimiz Ona, *Kaç yaşındasın?* buyurmuş.
Cebrâil aleyhisselâm da; *Gökde bir Yıldız vardır, 360 bin senede bir görülür. Ben bu yıldızı, 360 bin defâ gördüm*, demiş.
Peygamber Efendimiz, Cebrâil aleyhisselâma; *Şimdi o yıldızı görsen tanır mısın?* buyurup, hemen o yıldızın şekline girmiş.
Cebrâil aleyhisselâm o yıldızı görüp, hemen tanımış. Meğer o *Yıldız*, Peygamber Efendimizin *Rûh’u* imiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder