*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Peygamber Efendimiz, bir gün mübârek ellerini açıp; Yâ Rabbî, dünyâya umûmî bir *felâket* gelecek olursa, beni temsîl eden bir *cemâat* sağ kalsın, bu cemâat, âhirete kadar, beni ve yolumu *temsîl* etsin.
İnsanlar bir *yanlışa* düştükleri zeman, bu topluluktan biri onları *îkâz* etsin, doğru yolu göstersin, böylece insanlar benim ve eshâbımın doğru yolundan ayrılmasınlar, diye niyâz da bulunmuş.
Allahü teâlâ da bu niyâzı kabûl etmiş. *Mekkî Efendi*, bunu bize anlatır ve *Allahü a’lem bu kimseler sizsiniz*, derdi.
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin bir mektûbu var efendim. Orada buyuruyor ki: *Beni seven, îmânla ölür*. Ne büyük müjde kardeşim. Biz, İmâm-ı Rabbânî hazretlerini çok seviyoruz.
*Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye* kitâbının hemen hemen yarısını, Onun *Mektûbât* kitâbından aldık. Ahmed Mekkî Efendi, bana ne derdi, biliyor musunuz?
*Senin yazdığın bu Seâdet-i Ebediyye kitâbını, hazret-i Mehdî okuyacak*, derdi. İşte hazret-i Mehdî’nin hangi evden çıkacağı belli olmadığı için, *Tam İlmihâl*’in her evde bulunmasına çalışıyoruz kardeşim.
Efendim, İzmir’den bir mektûb geldi. Makine mühendisi bir hanım yazmış, diyor ki: *Sizin Gazeteyi ve sizin kitaplarınızı okuyunca, bende bir değişiklik oldu. Örtündüm ve namaza başladım*.
Babam, emekli albaydır. Hayâtta hiç alnını secdeye koymamış biridir. Bana dedi ki: *Kızım ne bu hâlin, sen aklını mı kaybetdin, ne oldu sana?*
Ben de ona; *Beni bu hâle koyan şu kitâbı al da oku*, dedim. Kırmadı beni, okudu. Okuyunca, o da değişdi ve namaza başladı.
Kadıncağız böyle yazmış efendim. İşte bu kitaplar, okuyana böyle *Feyz* veriyor. Yalnız okuyana mı? Dağıtana daha çok verir.
Efendi hazretleri; *İslâmiyetden bir kıvılcım kaldı*, buyururdu. İşte bu kitaplar, o kıvılcımın şerâresidir kardeşim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder