Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

Bu büyüklere kavuşan ve hattâ bunların ‘sâdık’ talebelerinden birine kavuşanlar da kurtulur.

Bu yolda râbıta çok mühimdir. Her an hocasını düşünmelidir. Meselâ namaz kılarken; “Ben kılmıyorum, o kılıyor” diye düşünmelidir. Tam İlmihâl’de, “râbıta-i telebbüsiyye” diye var ya. Her işinde, her zaman hocasını düşünür. Bu şekilde ibâdetlerden zevk alınır. Bu râbıta, zorlanmadan, kendiliğinden olmaya başlayınca, bu yolda cezb ederek, uçurarak ilerletirler ve dünyâ işleri bu râbıtaya mâni’ olmaz. Bu büyükler kalb câsûsudurlar.

Câsûs ne yapar? İnsanlar arasında haber araşdırır, memleketine bildirir. Bu büyükler de insanların kalblerini tek tek araşdırırlar. Bir cevher, bir istîdât görünce, onu cezb ederler. Karşısına ya bir talebesini veyâ bir kitâb veyâ bir sebeb çıkararak kendilerine çekerler. Bu büyüklere kavuşan, hattâ bunların sâdık talebelerine kavuşan, kurtulur. Böyle kimseler, diğer insanlar arasından hâl-i hareketinden, konuşmasından hemen belli olur. Diğerlerinden farklıdır.

(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)

NOT;

Büyükler, ulûmu zahiriyyeye yani islamın 20 ana ve kolları 80 ilim ile fen ilimlerine âlim, ulûmu bâtıniyyeye yani, Allahü tealanın zatına ve sıfatlarına ait hakikatlere ârif olan zattır. Ulûmu zahiriyye kitaplardan okunarak öğrenilir. Ulûmu bâtıniyye mürşidlerin kalplerinden akar gelir.

(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder