HATIRALARDAN BİR KESİT (CİHÂD ÖZDENKAYA anlatıyor)
Babam ağır hasta idi. Devâmlı bakıma muhtâc durumdaydı. Bu yüzden evde sıkıntım vardı. Mecbûren bütün hizmetlerini ben yapmak zorunda kalıyordum. Zemân zemân çâresiz duruma düşüyordum. Bir Cum’a günü ziyârete gitdim. Banyo yapdırdım. İzmitdeki Fevziyye câmi’nin iki imâmı vardı. Birisi düzgün i’tikâdlı biriydi. Sırayla imâmlık yapıyorlardı. Ben bu imâmın sırasında cemâ’ate gidiyordum. O gün de onun nöbetiydi.
Cum’a nemâzından çıkışda sırtıma bir el dokundu. Uzun boylu, sünnete uygun sakallı, elinde bir sopa, ucunda dağarcık bağlı bir ihtiyâr, “Evlâdım. Bana 375 bin lira verir misin?” dedi. Hâline bakdım, dilenciye benzemiyordu. “Peki” deyip elimi cebime atdım. Bozuk para yokdu.
“Amca. Bozuk param yok. Bin lira vereyim?” dedim. “Olmaz, bana bu kadar lâzım” dedi. İstediği kadar parayı bulup verdim. Dayanamadım, “Ne yapacaksınız bu parayı?” diye sordum. “Bosnaya silâh alıp götüreceğim”dedi şaşırdım. Adamın sıradan birisi olmadığını anladım. Müsâfeha yaparken ellerinin buz gibi olduğunu görünce ürperdim. Baş parmağında kemik de yokdu. Sarıldım, bedeni de öyle soğukdu. “Siz Hızırsınız” dedim. “Yavaş konuş başkaları duymasın” dedi. Bana “Cum’aya sıkıntın hafîfleyecek. Baban vefât edecek. Cenâzesinde çok mubârek kimseler olacak” dedi. “Siz de bulunacak mısınız?” diye sordum. “Belki” dedi. Sonra da “Bugünkü nemâzımız kabûl oldu” dedi. Ben, “Bugün nemâzı filanca hoca kıldırdı, onun için değil mi?” dedim. “Hayır ondan değil. Bu cemâ’atde Hüseyn Hilmi Işık'ın talebesinden biri olduğu için onun hürmetine diğerlerinin nemâzı da kabûl oldu” dedi. Sonra, “şimdi arkanı dön” dedi. Sonra bir de bakdım ki kaybolmuş. Hemen Muammer abimi aradım.
“Babam Cum’a günü vefât edecek. Cum’a günü Hasen Yavaş'ı al, gel” dedim. Muammer abim Salı günü gelip gitdi. Salı günü babam iyileşip ayağa kalkdı. Herkesi çağırıp görüşdü, halâlleşdi. Sonra komaya girdi.
Cum’a sabâhı ezân okunurken vefât etdi. Cenâze defnedilirken birisi omuzuma dokundu. Hiç tanımadığım birisi idi. Câmi’den çıkışda gördüğüm zât olduğunu anladım. “Baban için üzülme. O şimdi Cennetdedir” dedi. “Efendim bir dakîka bekler misiniz, sizi çok görmek isteyen bir arkadaşım var” dedim. Geldiğimde gitmişdi. Vefâtından sonra babamı rü’yâda gördüm. Vaziyeti çok iyiydi. Son zemânlar hâriç yaşayışı pek iyi denildi. Bunun için şaşırıp, “Baba râhatın nasıldır?” diye sordum. “Çok iyi oğlum, senin hürmetine bana iyi mu’âmele yapdılar” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder