*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*(Münâfık)* lar, birbirlerinin arkasından konuşur, *(Gıybet)* yaparlar. *(Mü’min)* ler ise, birbirlerinin arkasından *(Duâ)* ederler.
Mü’min, gıybet etmez. Gıybet, en büyük *(Kul)* haklarındandır. *(Tövbe)* ile affolmaz, helâllaşması lâzım. Bizzât *(Kendi)* si ile helâllaşacak.
*(Evlâdı)* ile helâllaşsa yine olmaz. Kendisiyle *(Bizzât)* helâllaşacak. Peygamber aleyhisselâm buyuruyorlar ki:
Allaha ve âhiret gününe *(Îmân)* eden, ya *(Hayr)* söylesin, ya da *(Sussun)*.
Allaha ve âhiret gününe *(Îmân)* eden, *(Komşu)* su ile *(İyi)* geçinsin
Allaha ve âhiret gününe *(Îmân)* eden, misâfirine *(Çok iyi)* davransın.
Bütün *(Günâh)* lara, Allahü teâlânın *(Sıfat)* ları düşmandır. Onun *(Kahhâr)* sıfatı var, *(Gadab)* sıfatı var. O sıfatlarıyla düşmandır.
Ama *(Kibirli)* olana, bizzât* (Zâtı)* düşmandır. Çünkü *(Kibriyâ)* sıfatı, yalnız Ona *(Mahsûs)* dur.
Allahü teâlâ her *(Günâhı)* affeder, ama *(Kibirli)* yi affetmez. Onun için Cenâb-ı Hak bir hadîs-i kudsîde buyuruyor ki:
*(Azamet ve kibriyâ, benim hakkımdır. Kim bana bunda ortak olmaya kalkarsa, hiç acımam, onu yakarım.)*
Peygamber Efendimiz de aleyhisselâm; *(Kalbinde zerre kadar kibir olan, Cennete giremez)* buyuruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder