Bu üç mektûb Kuleli'den Hulki Demiray'a Arabî harflerle yazılmıştır.
23 Cemâzi'l-Âhire 1378 [3.1.1959]
Ve aleyküm selâm kıymetli Hulki [Demiray]
Mübârek yazılarla tezyîn edilmiş olan temiz mektûbunuzu tekrar tekrar okudum. Cenâb-ı Hakka nihâyetsiz şükrler olsun ki küfr zulmeti, irtidâd sizin lâtîf rûhunuza ızdırâb vermekdedir. Letâfet ne kadar artarsa ızdırâb ve teessür de o derece ziyâde olur. Çalışınız, Cenâb-ı Hak çalışana elbette in'âm eder. Siz isteyiniz. O elbette matlûbunuza îsâl eder [kavuşturur]. Tâlib olduğunuz cevherler, çok kıymetlidir. Elimize giren çok az olsa da pek çok ve pek kârlı demekdir. Gayret ediniz, kazancınız az olsa da kıymeti pek fazladır. Ya kazancı çok olanlara ne diyelim?
Eski dersleri tekrar edip unutmamak da büyük ni'metdir. Cenâb-ı Hak sizi ve arkadaşlarınızdan sizin gibi olanların hepsine bütün iyilikleri bütün kemâlâtı nasîb eylesin. Onun ihsânı sonsuz, rahmeti nihâyetsizdir. O kadar verir ki, akl hayret eder. Karanlık ormanlarda âb-ı hayât akıtır; küfr ve ma'sıyet içinde evliyâ yetişdirir. Yâ Rabbi, Sen bizi nefislerimize mağlub etme, onun hîlelerine aldanmakdan bizleri koru. O senin düşmanındır ve bizim düşmanımızdır. Bir dakikalık zevki için bizi helâke, bir sâniyelik lezzeti için sonsuz felâkete sürükleyen azılı ve gaddar bir düşmandır. Bizleri doğru yoldan ayırma! Kalblerimizi sevdiklerinin sevgisi ile doldur!
Bütün arkadaşlara tekrar selâm ve duâlar ederim. Hepinizin duâlarınızı beklerim.
Deniz hayvanlarından yalnız balık cinsinden olanları yemek helâl olup, başka cinsleri yemek helâl değildir, ya'nî harâmdır. Köpek balığı, yılan balığı, yunus balığı, velhâsıl her balık helâldir. Midye, istakoz ve sâir şeyleri yemek harâmdır. Câiz değildir. Bütün [Hanefî] fıkh kitâbları câiz değildir, helâl değildir diye yazmakdadır. Mekrûh diye yazan yokdur. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem pazarda yengeç satan birini men' buyurdu, sattırmadı.
[Kâdızâde] Âmentü Şerhi'nde 14'ncü sahîfede diyor ki, cism iki kısmdır. Cism-i latîf, cism-i kesîf. Cism-i kesîfde rûh yok ise büyür, üremez ise cimâd denir. Dağlar, taşlar, yerler, gökler, yıldızlar, sular cimâddır. Büyür, ürer ise nebât denir. Demek ki nebâtât rûhsuzdur, cansızdır. Büyümesi, üremesi, hareketi tabî'at kanunlarına bağlı olup irâdesizdir. Tav'an değil tab'an'dır [İsteyerek değil, tabiî olaraktır]. Cism-i kesif rûhlu ise hayvandır. Hayvan ve insan rûhludur, canlıdır. Bunlar ma'lûmât-ı şer'î değil; hikemî, ya'nî tecrübîdir. Bunları kabûl ve red, şerî'ati kabûl ve red olmaz. Hepinize ve doğru yolda gidenlerin hepsine selâmetler, selâmlar olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder