*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Bir arkadaşın evine gitmişdim. Otururken kütüphâneye bakdım. Bir sürü *(Kitap)* lar vardı. *(Bizim)* kitaplarımız olduğu gibi, çeşit türlü kitaplar da vardı.
Bir sürü *(Yayınevi)* nin kitaplarını sıralamış. Üzüldüm tabii. Hâlbuki *(Bizim kitap)* larımız, bir kütüphâneye yeter efendim. Hattâ yalnız *(Tam İlmihâl)* bile yeter.
Çünkü onun içinde herşey var. Onu okuyan, içindekileri öğrenen, *(Âlim)* olur. Hele öğrendiği şeyleri yaparsa, *(Evliyâ)* olur. Sonra bu kitaplar *(Bizim)* değil ki, ehl-i sünnet *(Âlim)* lerinin.
Bizim kitaplar, bu *(Yolu)* bilen, bu *(Yolu)* tanıyan, seçilmiş büyük *(Âlim)* ve *(Velî)* lerin kitaplarından seçilmiş, alınmışdır. Başka kitâba lüzum yok ki.
● ● ●
Kardeşim, bu dünyâda ibâdet etmekden maksad, kalpden *(Küfr’ü)* çıkarıp, dünyâ *(Sevgi)* sini çıkarıp, mal *(Hırsı)* nı çıkarıp, onun yerine âhiret *(Sevgi)* sini yerleşdirmekdir.
*(Allah)* sevgisini, *(Evliyâ)* sevgisini yerleşdirmekdir. Bunun da bir tek ilâcı var. Bunun *(İlâcı)*, ne namazdır, ne oruçdur, ne zekâtdır, ne de İbâdetdir. Peki nedir?
Onun bir tek ilâcı var, o da, bu Allah adamlarını *(Tanımak)*, *(Sevmek)* ve *(İtâat)* etmekdir. Üçü de çok mühim. Bu büyükleri seven, onların kalplerinden *(Feyz)* alır, kalbi temizlenir.
Ancak, sâdece tanımak ve sevmek yetmez, *(İtâat)* da şart. Çünkü seven, sevdiğine *(İtâat)* eder. Eğer etmiyorsa, *(Sevmiyor)* demekdir.
*(Silsile-i aliyye)* de bulunanlardan bir tânesi, hangisi olursa olsun, *İmâm-ı Rabbânî* hazretleri, *Mevlânâ Hâlid* hazretleri, Seyyid *Abdülhakîm-i Arvâsî* hazretleri gibi.
Bunlardan birine *(Âşık)* olmalıdır. Onları sevmek için de, *(Hayât)* hikâyelerini okumak lâzım. Onların hayât hikâyelerini okuyunca, onların *(Sevgi)* si insanın kalbine yerleşir.
Onların sevgisi *(Kalbe)* yerleşince de, *(Dünyâ sevgisi)* kalpden çıkar. Dünyâ sevgisi çıkdı mı, *(Allah sevgisi)* yâni muhabbetullah o kalbe yerleşir.
Velhâsıl, dünyâ muhabbetinin kalpden çıkması için, bir *(Mürşid-i kâmili)* sevmek lâzım. *(Silsile-i aliyye)* büyüklerine muhabbet lâzım. Silsile-i aliyyeyi okuyan, muhakkak *(Feyz)* alır onlardan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder