Minah-93 : Gavs (kuddise sirruhu) üzülerek: “Kimse şeyhimin sözlerini nakletmedi ve toplamadı.”
Minah-94 : Gavs (kuddise sirruhu) şeyhim Seyyid Taha:
“Aç arslanın elindeki tavşanın korkması gibi benden kork.Çünkü ben de şeyhimden (Mevlana Halid-i Bağdadi (kuddise sirruhu) öyle korkuyordum.”dedi. Bana bu emri tekrar söylediğinde:
“Aşırı korku sevgiyi azaltır” dedim.
Oda buyurdu ki “İmam-ı Rabbani’nin şeyhi Hoca Bakibillah’da (kuddise sirruhu) öyle demiştir.”
Minah-95 : “Herbir velinin bir kusuru olur. Bu kusuru onlara münkir olanlar görür. Muhlis olanlar görmez. Bu kusur da hakiki bir kusur değil, görünüşte bir kusurdur.”
Minah-96 : “Münkirin varlığı tarikatın, doğru olduğunun delilidir. Münkirler tarikatın devamını sağlarlar.Bir şeyhi hiç kimse inkar etmeden umumun yönelmesi hiç kimseye fayda vermez.”
Minah-97 : “Kutbun duası ile kazayı mübrem (değişmeyen kaza) olmayan hadiseler değişir. Ancak kutupluğun evladına geçmesi yolundaki duası kabul olmaz.”
Minah-98 : “Kutub olan şeyh, müride ne verirse o,müride mülk olur.Bu durum verildiği an belli olmasa dahi sonradan ortaya çıkar.Kutub olmayan şeyhin verdiği, mülk değil gelip geçici bir haldir.”
Minah-99 : “Bu silsilede şeyhlik kendisinden evladına geçmesi çok az sadata nasib olmuştur. Bu yüksek silsilede İmam-ı Rabbani (k.s.)’den oğlu Muhammed Masum (kuddise sirruhu)’a, ondan da oğlu Şeyh Seyfüddin (kuddise sirruh)’a nasib olmuştur.”
Minah-100 : “Nasıl ki bir baba evladının kendisinden yüksek dereceli olmasını isterse, manevi baba da, manevi evladının kendisinden yüksek olmasını ister.”
Minah-101 : “Gavs (kuddise sirruhu) buyurdu: “Birine mensub olmaktan maksad, manevi intisabtır. Yani onun yolundan gitmektir. Yalnız sureten ona ait olmağa itibar edilmez.” Devamla:
“Doğrusu sana dil uzatıp (nesli kesik diyenin; kendi nesli kesiktir.) ayetini buna delil getirdi. “Yani Peygamber’e (aleyhisselam) dil uzatanların nesli kesildi.Evladları kendi yollarından gitmeyip, müslüman oldular. Peygamberimiz (aleyhisselam) yolundan giderek onun manevi evladı oldular.” diye açıkladı.
Minah-102 : Mensubiyette muteber olan ancak manevi mensubiyettir. Manevi bağlılıktır.Cenab-ı Allah (celle celaluhu) ayet-i kerimesinde buyuruyor:
“İnna a’tayna kelkevser”.Kevserden murad, vahdet-i şuhudtur.Gavs (kuddise sirruhu) vahdet-i şuhudu manevi evlada tevil edip şöyle buyurdular: “Cenabı-ı Hakk (celle celaluhu) burada irşad makamı olan vahdet-i şuhudu manevi evlat yerine tabir etmiştir.”
Minah-94 : Gavs (kuddise sirruhu) şeyhim Seyyid Taha:
“Aç arslanın elindeki tavşanın korkması gibi benden kork.Çünkü ben de şeyhimden (Mevlana Halid-i Bağdadi (kuddise sirruhu) öyle korkuyordum.”dedi. Bana bu emri tekrar söylediğinde:
“Aşırı korku sevgiyi azaltır” dedim.
Oda buyurdu ki “İmam-ı Rabbani’nin şeyhi Hoca Bakibillah’da (kuddise sirruhu) öyle demiştir.”
Minah-95 : “Herbir velinin bir kusuru olur. Bu kusuru onlara münkir olanlar görür. Muhlis olanlar görmez. Bu kusur da hakiki bir kusur değil, görünüşte bir kusurdur.”
Minah-96 : “Münkirin varlığı tarikatın, doğru olduğunun delilidir. Münkirler tarikatın devamını sağlarlar.Bir şeyhi hiç kimse inkar etmeden umumun yönelmesi hiç kimseye fayda vermez.”
Minah-97 : “Kutbun duası ile kazayı mübrem (değişmeyen kaza) olmayan hadiseler değişir. Ancak kutupluğun evladına geçmesi yolundaki duası kabul olmaz.”
Minah-98 : “Kutub olan şeyh, müride ne verirse o,müride mülk olur.Bu durum verildiği an belli olmasa dahi sonradan ortaya çıkar.Kutub olmayan şeyhin verdiği, mülk değil gelip geçici bir haldir.”
Minah-99 : “Bu silsilede şeyhlik kendisinden evladına geçmesi çok az sadata nasib olmuştur. Bu yüksek silsilede İmam-ı Rabbani (k.s.)’den oğlu Muhammed Masum (kuddise sirruhu)’a, ondan da oğlu Şeyh Seyfüddin (kuddise sirruh)’a nasib olmuştur.”
Minah-100 : “Nasıl ki bir baba evladının kendisinden yüksek dereceli olmasını isterse, manevi baba da, manevi evladının kendisinden yüksek olmasını ister.”
Minah-101 : “Gavs (kuddise sirruhu) buyurdu: “Birine mensub olmaktan maksad, manevi intisabtır. Yani onun yolundan gitmektir. Yalnız sureten ona ait olmağa itibar edilmez.” Devamla:
“Doğrusu sana dil uzatıp (nesli kesik diyenin; kendi nesli kesiktir.) ayetini buna delil getirdi. “Yani Peygamber’e (aleyhisselam) dil uzatanların nesli kesildi.Evladları kendi yollarından gitmeyip, müslüman oldular. Peygamberimiz (aleyhisselam) yolundan giderek onun manevi evladı oldular.” diye açıkladı.
Minah-102 : Mensubiyette muteber olan ancak manevi mensubiyettir. Manevi bağlılıktır.Cenab-ı Allah (celle celaluhu) ayet-i kerimesinde buyuruyor:
“İnna a’tayna kelkevser”.Kevserden murad, vahdet-i şuhudtur.Gavs (kuddise sirruhu) vahdet-i şuhudu manevi evlada tevil edip şöyle buyurdular: “Cenabı-ı Hakk (celle celaluhu) burada irşad makamı olan vahdet-i şuhudu manevi evlat yerine tabir etmiştir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder