Minah-36 : Müridlerden biri Gavs (k.s) H.z.'lerinden sordu :
- '' Mürid fazileti olan nefs muhasebesiyle uğraşırken bazen fenaya sebeb olan (fena-fi şeyh) rabıtadan gafil kalıyor.'' buyurdular.
- '' Nefs muhasebesi kendisini var görenler içindir.''
(Muhasebe kendini var gören kişiye fayda verir. Bu nedenle rabıta hali daha üstündür. Rabıta fenaya ulaştırırsa muhasebeye lüzum yoktur. Kısaca buradan anlaşılan Gavs (k.s) H.z.'nin rabıtayı tercih etmesidir.)
Minah-37 : Gavs Hazretlerinden soruldu : '' Letaifler meşhur olduğu üzere ayrı ayrımıdır ? Yoksa bazı meşayihlerin dediği gibi bir tektir de, makama göre isimleri mi değişir ?
Cevaben : '' Ayrı ayrı birer hakikattir.'' dedi.
Minah-38 : '' Letaifler alem-i emire yükselmeğe başlayınca ekseriya müridde ağlama hasıl olur. Halbuki Letaifler kendileri için gurbet sayılan bu alemden, asıl vatan olan, emir alemine gidiyorlar. Bunun misali gelin olan kızın asıl evi olan kocasının evine giderken ağlamasında görülür.''
Minah-39 : Bu fakir (Halid-i Oreki (kuddise sirruhu) Minah'ı yazmakta geciktiğime üzülüyordum. Yazmaya başladığımın üçüncü günü, sohbet meclisinde Gavs H.z.'nin karşısında aynı üzüntü ile otururken bana bakıp şu beyti okudu :
Bu Mesnevi bir müddet gecikti/ Kanın süt olması için mühlet gerekiyordu.
Minah-40 : “Bir mürid şeyhine Fatiha öğretirken, şeyhide onun seyr-i sülukunu tamamlıyordu.'' Gavs (k.s) H.z. bunun müşküllüğünü, şeri amel olmadan şeyhlik de olmayacağını beyan ettikten sonra : '' Bunun şeyhliği şimdiki ilimle değil, evvelki ilim olan, ilmi ledünledir.'' dedi. Bazı meşayihin şu sözüyle de takviye etti. : '' Ben bu ilmi nübüvvetten yirmi sene önce öğrendim.'' Devamında buyurdu : '' Bunun hikmetini Allah (c.c) bilir.''Bu meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için Şeyh Bereket ve benzerlerini misal göstererek, bunları ümmi ve şeran özürlü anlattı.
.Minah-41 : “Kalb hastalıkları içersinde hasedden zararlısı yoktur. Ekseriya alimlerin afeti bu yüzdendir”.
Minah-42 : Bazan daha az faziletli olan, faziletli olanı tanır da faziletli olan daha az faziletliyi tanıyamaz.'' Meşhur, Hızır'la fakirin hikayesini delil göstererek '' fakir bir sofi Hızır'ı tanımış ama Hızır sofiyi tanıyamamıştır.'' dedi. Bunun sebebini şöyle anlattı : '' Fazileti az olan, faziletliye rastladığında, ondan aldığı feyiz onu tanımasına vesile olur.Fazlı olan ise fazlı az olandan bir şey almadığından tanımaz. Zaman olur ki bunun terside olabilir. '' Nefahat'taki Şeyh Abdurrahmani Tafvanci (kuddise sirruhu)un Şeyh Abdulkair-i Geylani (kuddise sirruhu) tanımadığı kıssayı delil olarak gösterdi.
Minah-43 : '' Farzları tam yapıp bid'atlerden korunan kişinin durumu, çeşitli cezbe ve haller sahibi olup bir tek bid'at dahi işleyenden daha evladır.'' buyurdu.Sonra H.z Peygamber (aleyhisselam)'ın yanında '' Ben ne artırır ne de eksiltirim.'' diyen bir arabiye Peygamber (aleyhisselamın) da '' Doğru söylerse kurtuldu.'' diyerek şahadet ettiği kıssayı anlattı.
- '' Mürid fazileti olan nefs muhasebesiyle uğraşırken bazen fenaya sebeb olan (fena-fi şeyh) rabıtadan gafil kalıyor.'' buyurdular.
- '' Nefs muhasebesi kendisini var görenler içindir.''
(Muhasebe kendini var gören kişiye fayda verir. Bu nedenle rabıta hali daha üstündür. Rabıta fenaya ulaştırırsa muhasebeye lüzum yoktur. Kısaca buradan anlaşılan Gavs (k.s) H.z.'nin rabıtayı tercih etmesidir.)
Minah-37 : Gavs Hazretlerinden soruldu : '' Letaifler meşhur olduğu üzere ayrı ayrımıdır ? Yoksa bazı meşayihlerin dediği gibi bir tektir de, makama göre isimleri mi değişir ?
Cevaben : '' Ayrı ayrı birer hakikattir.'' dedi.
Minah-38 : '' Letaifler alem-i emire yükselmeğe başlayınca ekseriya müridde ağlama hasıl olur. Halbuki Letaifler kendileri için gurbet sayılan bu alemden, asıl vatan olan, emir alemine gidiyorlar. Bunun misali gelin olan kızın asıl evi olan kocasının evine giderken ağlamasında görülür.''
Minah-39 : Bu fakir (Halid-i Oreki (kuddise sirruhu) Minah'ı yazmakta geciktiğime üzülüyordum. Yazmaya başladığımın üçüncü günü, sohbet meclisinde Gavs H.z.'nin karşısında aynı üzüntü ile otururken bana bakıp şu beyti okudu :
Bu Mesnevi bir müddet gecikti/ Kanın süt olması için mühlet gerekiyordu.
Minah-40 : “Bir mürid şeyhine Fatiha öğretirken, şeyhide onun seyr-i sülukunu tamamlıyordu.'' Gavs (k.s) H.z. bunun müşküllüğünü, şeri amel olmadan şeyhlik de olmayacağını beyan ettikten sonra : '' Bunun şeyhliği şimdiki ilimle değil, evvelki ilim olan, ilmi ledünledir.'' dedi. Bazı meşayihin şu sözüyle de takviye etti. : '' Ben bu ilmi nübüvvetten yirmi sene önce öğrendim.'' Devamında buyurdu : '' Bunun hikmetini Allah (c.c) bilir.''Bu meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için Şeyh Bereket ve benzerlerini misal göstererek, bunları ümmi ve şeran özürlü anlattı.
.Minah-41 : “Kalb hastalıkları içersinde hasedden zararlısı yoktur. Ekseriya alimlerin afeti bu yüzdendir”.
Minah-42 : Bazan daha az faziletli olan, faziletli olanı tanır da faziletli olan daha az faziletliyi tanıyamaz.'' Meşhur, Hızır'la fakirin hikayesini delil göstererek '' fakir bir sofi Hızır'ı tanımış ama Hızır sofiyi tanıyamamıştır.'' dedi. Bunun sebebini şöyle anlattı : '' Fazileti az olan, faziletliye rastladığında, ondan aldığı feyiz onu tanımasına vesile olur.Fazlı olan ise fazlı az olandan bir şey almadığından tanımaz. Zaman olur ki bunun terside olabilir. '' Nefahat'taki Şeyh Abdurrahmani Tafvanci (kuddise sirruhu)un Şeyh Abdulkair-i Geylani (kuddise sirruhu) tanımadığı kıssayı delil olarak gösterdi.
Minah-43 : '' Farzları tam yapıp bid'atlerden korunan kişinin durumu, çeşitli cezbe ve haller sahibi olup bir tek bid'at dahi işleyenden daha evladır.'' buyurdu.Sonra H.z Peygamber (aleyhisselam)'ın yanında '' Ben ne artırır ne de eksiltirim.'' diyen bir arabiye Peygamber (aleyhisselamın) da '' Doğru söylerse kurtuldu.'' diyerek şahadet ettiği kıssayı anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder