Şimdi üzülme sırası bize geldi

Peygamber Efendimiz ekserî üzüntülü görünürdü ve hep düşünceliydi…

Zikirlerin en efdali; “Lâ ilâhe illallah”. Duâların en makbûlü; “Elhamdülillah”. Peygamber aleyhisselâm, devâmlı üzüntülüydü. Hattâ Onu gören, “acabâ niye üzülüyor?” derdi. Dâim-ün hüzün ve fikir üzere idi. Yâni devâmlı üzüntülü görünürdü ve hep düşünceliydi.
Peki niye?.. “Âah, bir îmân etseler de, cehennemde yanmasalar” diye. Onun derdi bu idi. Buna üzülüyordu. “Ne olur, bir îmân edin de, sonsuz ateşte yanmakdan kurtulun” diye âdeta yalvarıyordu.
Efendi hazretleri de üzüntülü görünürdü. Onu, gülerken gördüğümüz vâki değildir. Niçin üzülüyordu?.. “Niye benden daha çok istifâde etmiyorlar” diye. İlim küpüydü mübârek, bir hazîneydi. Şimdi üzülme sırası bize geldi efendim. Şimdi ben de üzülüyorum. Niye?.. “Kitâblarımız niçin okunmuyor” diye.
(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder