Minah-53 : Yüce meclislerinde
bulunanlara :'' Batıni halinizi bizim meclisimizde ve dışarıdaki
durumuyla ölçün.Eğer arada bir fark görmezseniz bana gelmeyiniz.''
buyururlardı.
Minah-54 : Meyvesi müride mülk olan terbiye (seyr-i süluk) ancak sohbet ve şeyhine hizmet ile olan terbiyedir. Bundan başka nazar gibi yollarla gelen ise gelip geçicidir. Bu hal nadiren mülk olarak kalır. Nadir ise yok gibidir.
Minah-55 : Halk anca fenafillah makamını geçenden menfaat görür. Henüz o makamda bulunan istiğfar ehlinden menfaat göremez. Ancak bu menfaatten gaye terbiye menfaatidir.Yoksa her makamda bulunan veli belaların def'i, bereket gibi hususlarda himmet eder. Hatta bu durum müridlerde de bulunur.
Minah-56 : İstiğrak halinde bulunan salik, içinde bulunduğu manevi halini, letaifleri, yükselip fenafillah'a ulaşıp dönen ile değiştirmek istemez.Halbuki letaifleri fenafillah'a ulaşıp dönen daha kamildir.
Minah-57 : Fenaya ulaştıktan sonra tekrar bekaya dönen, tekrar namaz ve vefat anında istiğraka (fenafillah makamına) döner.(İstiğrak makamında olan kişi halkın hallerinden habersiz olup, bütün hissiyatı ile ona varit olan füyüzat ile meşgul olur. Hatta bazen kendi nefsinden de geçer. Dönen kişi ile Allah (celle celaluhu) kalbinde hazır olduğu gibi halktan da gaip değildir. Bu dönen kişi sekerat ve namazda bütün masivadan gafil olduğu için tekrar istiğraka girer. )
Minah-58 : Fena fillah makamında bulunan bazı büyüklerden, terbiye menfaati görülür.Muhyiddin-i Arabi (k.s) bu makamda iken faydalı olmuştur.Gavs (kuddise sirruhu):Sekr halinden bazılarının sözü olan, ''Ben rabbimi at şeklinde gördüm.'' gibi sözlere itibar olunmamasını söyledi.
Minah-59 : Ğavs (kuddise sirruhu)yüce meclislerinde, ihlas üzerine sohbet ediliyordu.Ben (Halid-i Oreki )k.s)) ihlası sordum.Cizreli Mevlana Ahmed (kuddise sirruhu)'in beytini okudu:
Ku'ran ve ayetlere yemin ederim.
Eğer meyhanenin (tarikatın) piri
Lat'a secde edin dese
Müridler ona uyarlar.
'' İhlas bu kadarmıdır ?'' dediğimde.'' Bu kafi değilmidir ?'' buyurdu.
Sonra Ğavs (kuddise sirruhu) bu fakire (Halid-i Oreki )kuddise sirruhu)) döndü : '' Sen ihlas hakkında ne diyorsun.'' Ben de : '' Bana göre ihlas hadisi kutsinin delalet ettiği gibi mürid, şeyhinin bütün sözleri, fiilleri, hareket ve sekenelerinin ancak Allah (c.c) rıza ve emri ile olduğuna yakinen inanmasıdır.'' dedim. Gavs (kuddise sirruhu) bu cevabımı beğenerek '' Gerçek ihlas budur. Bundan başkası yukarıdaki dörtlük gibi ehl-i sekrin kelamıdır.'' buyurdu.
Minah-60 : ''Zahiri şefkat ve sureten iltifat müridin sülukunu geciktirir. Fakat müridler de bu olmadan memnun olmazlar. Bizde ne yapacağımızı bilemiyoruz.''
Minah-54 : Meyvesi müride mülk olan terbiye (seyr-i süluk) ancak sohbet ve şeyhine hizmet ile olan terbiyedir. Bundan başka nazar gibi yollarla gelen ise gelip geçicidir. Bu hal nadiren mülk olarak kalır. Nadir ise yok gibidir.
Minah-55 : Halk anca fenafillah makamını geçenden menfaat görür. Henüz o makamda bulunan istiğfar ehlinden menfaat göremez. Ancak bu menfaatten gaye terbiye menfaatidir.Yoksa her makamda bulunan veli belaların def'i, bereket gibi hususlarda himmet eder. Hatta bu durum müridlerde de bulunur.
Minah-56 : İstiğrak halinde bulunan salik, içinde bulunduğu manevi halini, letaifleri, yükselip fenafillah'a ulaşıp dönen ile değiştirmek istemez.Halbuki letaifleri fenafillah'a ulaşıp dönen daha kamildir.
Minah-57 : Fenaya ulaştıktan sonra tekrar bekaya dönen, tekrar namaz ve vefat anında istiğraka (fenafillah makamına) döner.(İstiğrak makamında olan kişi halkın hallerinden habersiz olup, bütün hissiyatı ile ona varit olan füyüzat ile meşgul olur. Hatta bazen kendi nefsinden de geçer. Dönen kişi ile Allah (celle celaluhu) kalbinde hazır olduğu gibi halktan da gaip değildir. Bu dönen kişi sekerat ve namazda bütün masivadan gafil olduğu için tekrar istiğraka girer. )
Minah-58 : Fena fillah makamında bulunan bazı büyüklerden, terbiye menfaati görülür.Muhyiddin-i Arabi (k.s) bu makamda iken faydalı olmuştur.Gavs (kuddise sirruhu):Sekr halinden bazılarının sözü olan, ''Ben rabbimi at şeklinde gördüm.'' gibi sözlere itibar olunmamasını söyledi.
Minah-59 : Ğavs (kuddise sirruhu)yüce meclislerinde, ihlas üzerine sohbet ediliyordu.Ben (Halid-i Oreki )k.s)) ihlası sordum.Cizreli Mevlana Ahmed (kuddise sirruhu)'in beytini okudu:
Ku'ran ve ayetlere yemin ederim.
Eğer meyhanenin (tarikatın) piri
Lat'a secde edin dese
Müridler ona uyarlar.
'' İhlas bu kadarmıdır ?'' dediğimde.'' Bu kafi değilmidir ?'' buyurdu.
Sonra Ğavs (kuddise sirruhu) bu fakire (Halid-i Oreki )kuddise sirruhu)) döndü : '' Sen ihlas hakkında ne diyorsun.'' Ben de : '' Bana göre ihlas hadisi kutsinin delalet ettiği gibi mürid, şeyhinin bütün sözleri, fiilleri, hareket ve sekenelerinin ancak Allah (c.c) rıza ve emri ile olduğuna yakinen inanmasıdır.'' dedim. Gavs (kuddise sirruhu) bu cevabımı beğenerek '' Gerçek ihlas budur. Bundan başkası yukarıdaki dörtlük gibi ehl-i sekrin kelamıdır.'' buyurdu.
Minah-60 : ''Zahiri şefkat ve sureten iltifat müridin sülukunu geciktirir. Fakat müridler de bu olmadan memnun olmazlar. Bizde ne yapacağımızı bilemiyoruz.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder