Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Efendim, ben hep *Mektûbât*’dan veyâ *Abdülhakîm Efendi* hazretlerinden bahsederim. Hattâ birşeyi tekrar tekrar anlatırım. Maksadım, onların *İsmi* anılsın, oraya *Rahmet* yağsın, *Feyz* gelsin diye. 


Çünkü o büyüklerin *Rûh*’ları, isimlerinin anıldığı yerde hemen *Hâzır* olurlar. *Ruh*’da *Zaman* yok, rûh zamansızdır, yeter ki *İsmi* anılsın, hattâ *Hâtırlan*’sın, o anda, o yerde *Hâzır* olurlar. 


İnsan ölürken, her şeyi *Unutur* efendim. Çünkü vücuddan *Can* çıkarken, önce *Beyin*’den çıkmaya başlar, sonra *Aşağı*’ya doğru iner. Canın çekildiği her kademede, orası *Ölür*. 


Meselâ can, *Boğaz*’a geldiğinde, buradan yukarısı *Ölmüş* oluyor. Sonra yavaş yavaş *Aşağı*’ya doğru iniyor. Boğaza kadar gelince, beyindeki *Bilgi*’lerin hepsi siliniyor, *Beyin* ölüyor çünkü. 


Bırakın *Ölüm*’ü, insan yaşlandığı zaman bile, kendi *Evi*’ni unutabiliyor, arkadaşının *İsmi*’ni unutuyor. Hattâ kendi *Oğlu*’nun, kendi *Kızı*’nın ismini bile unutabiliyor efendim. 


Unutkanlık, biz *Kul’lar* için. Hele ölürken, o *Telâş*’la, insan her şeyi *Unutur*. Ama kalp, ölmedi henüz. Çünkü *Kalp*, en son ölür. Can, en son *Kalp*’den çıkar. 


Dolayısıyla bir kalpde *Aşk* ve *Sevgi* varsa, hele *Îmân* varsa, Allah *Sevgi*’si, Resûlullah *Sevgi*’si varsa, bu *Büyük*’lere muhabbet varsa, sevdiği bu *Kimse*’leri karşısında *Görür* efendim. 


Hele Resûlullah *Efendimiz*’i mutlaka görür ve ölüm *Acısı*’nı hiç duymaz. Aslında *Acı* var, ama o duymaz. Niçin duymaz? 


Çünkü Allahü teâlâ, ona, *Efendimiz* aleyhisselâmı gösterir. Onun o akıl almaz *Güzel*’liğini görünce, kendinden Geçer. Aynen *Narkoz* verilmiş kimse gibi olur. 


Nasıl ki, beş vakit *Namaz*’da *Ettehiyyâtü*’yü okurken *Esselâmü aleyke!* diye Peygamber aleyhisselâma selâm veriyoruz ya, işte o *Selâm*’ı, Efendimiz aleyhisselâm işitiyor.


*Bana selâm veren Kim?* diye bakıyor ve o kimsenin yüzünü *Hâfıza*’sına kaydediyor. Vaktâki o mü’min *Vefât* edeceği zaman, hemen geliyor ve nûr *Cemâl*’ini ona gösteriyor. Bu, ne büyük *Müjde* kardeşim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder