*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Bâzen bir dînî meseleye *Aklım* takılıyor. Kitaplara bakıyorum, bulamazsam, *Hafta*’sı geçmiyor ki, bu mesele ile ilgili bir *Kitap* geliyor. Ömrüm boyunca ne istediysem, hep böyle oldu.
Bir ara nakşibendî *Büyük*’lerinden birinin *Tefsîr*’ini aradım, haftası geçmedi, *Tefsîr-i Mazharî* diye 10 cild *Kitap* geldi. Senâullahi Pâni Pütî hazretleri yazmış, bu *Eser*’ine de hocasının *İsmi*’ni vermiş.
● ● ●
Zaman o zaman ki, şimdi *Îmân*’la ölen çok azaldı. Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdular ki: Otuz senedir, insanlara yalnız *Îmân*’ı anlatdım, anlıyan *Üç*’ü *Beş*’i geçmedi.
*Îmân*’ı olan, Allahü teâlâdan *Korkan* bir kimse, nasıl ayaklarını *Uzatıp* da yatabilir? Âhiretde, ne kadar çok ibâdet yapdığın değil, *Kul Hak*’ları daha mühimdir.
*Korkmak* lâzım. Evet, *İbâdet* çok güzel şey, ama *Kul Hakkı*’nı ödemeden Cennete girilmez. Ayrıca *Gıybet*, zinâdan daha büyük *Günâh*’dır.
● ● ●
Meselâ *At*, insana en yakın *Hayvan*’dır. *At*’a, bir *Aritmetik* denkleminden bahsetseniz, bir *İnşaat* projesinden bahsetseniz ve *bin Sene* anlatsanız, At bunları kat’iyyen anlıyamaz. Niçin? Çünkü *Aklı* yok
İşte, *At* ile *İnsan* arasındaki fark, bu kadardır. İnsan, bunları, *Akl*’ı olduğu için anlıyabiliyor. Bunun gibi, *İnsan*’lar ile *Evliyâ*’lar arasındaki fark da böyledir. Normal insan, *Evliyâ*’yı anlıyamaz.
Bu kadar kıymetli olan *Evliyâ*’lar da, *Eshâb-ı kirâm* ile mukâyese edilirse böyledir. Eshâb-ı kirâm da, *Peygamber*’leri anlıyamazlar.
Peygamberler de, *Ülül-azm* Peygamberleri anlıyamazlar. Onlar da, derece bakımından, *Peygamber Efendimizi* anlıyamazlar. Neden?
Çünkü her Peygamber ve her müslümân Allahü teâlâya *Âşık*’dır. Allahü teâlâ ise, Peygamber Efendimize *Âşık*’dır. Çünkü Ona, *Sevgilim* diyor, *Habîbim* buyuruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder