Ehl-i sünnet vel-cemâ’at ve Batınilik

Dinde reformcu,

*(Son zemânlarda kendilerine Ehl-i sünnet vel-cemâ’at adını verenlerin çoğu, gerek Bâtınîlerin ve gerekse diğerlerinin uydurduğu bid’atlerden yakayı kurtaramamışlardır. Sâdece isimleri değişikdir. Eğer Bâtınîlerin sözleriyle dördüncü ve dahâ sonraki asr mutasavvıflarının sözlerini karşılaşdırırsan, aralarında pek az fark bulursun)* diyor.


Cevap: *Dinde reformcu,* burada da, *din câhili* olduğunu ortaya koymaktadır. 


*(Ehl-i sünnet vel-cemâ’at)* ismi, onun dediği gibi, sonradan uydurulmuş değildir. Bu ismi *Resûlullah* “sallallahü aleyhi ve sellem” *söylemiş, müslimânları, bu ism altında birleşmeğe çağırmışdır*.


*(Sünnetime sarılınız)*,  *(Cemâatten ayrılmayınız)* hadîs-i şerîfleri bu çağrının vesîkalarıdır. 


[ *Sünnet,* islamiyettir. *Cemaat* ise, Muhammed aleyhisselâma inen dini bilen, gören, uygulayan, yaşayan cemaattir yani *eshabı kiramdır.* *Ehli sünnet vel cemaat itikadında olanlar* da, *eshabi kirama uyanlar,* yani *tabiin, tebei tabiin ve onları yolunda olan* müslümanlardır.]


Dinde reformcu, bu küstahça yalanı ile, *Ehl-i sünnet âlimlerine ve Evliyâya çatmakta*, onları *lekelemeğe* kalkışmaktadır. 


*Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâpları, bin sene evvel nasıl idi ise, bugün de öyledir*. 


Her *fende*, her *ilimde*, her sınıf insanda *câhil ve sapık* bulunabilir. *Böyle birkaç kişiyi ele alarak, Ehl-i sünnet kelimesine saldırmak, çok haksızlıkdır.*


Tesavvuf büyüklerini *Bâtınîlere* benzetmek ise, dinde reformcuların çok kullandıkları *aldatıcı taktiklerinden biridir*. 


*Bâtın(tasavvuf)* âlimlerini, *Bâtıniyye zındıkları* ile karışdırmak, *nûru zulmet* olarak, *hakkı bâtıl* olarak, *doğruyu iğri* olarak göstermek gibidir. 


Reşîd Rızânın bu kitâbı, ilmî bir eser olmaktan çok uzakdır. Okuyucuları aldatmak için hâzırlanmış bir hokkabazın, bir göz boyayıcının yazıları gibidir.


Faideli Bilgiler- Sayfa 111


[ *BATINİLİK*: İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretleri yetmişiki fırkadan ilk zuhur eden Şii fırkasının Dâî'leri ile mücadele etti. *Dâî'ler, Kur'ân-ı kerimin bir içyüzü, bâtını, bir de dış yüzü zâhiri olduğunu iddia ettiler.* Bunlara *Bâtınî fırkası* ismi verilmiştir. *İmâm-ı Gazâlî hazretleri bunların felsefelerini kolayca yıktı.* Bâtınîler bu mağlubiyetten sonra, İslâmiyetten daha çok ayrıldılar. *Manaları açık olmayan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere yanlış manalar vererek Mülhid, dinsiz oldular.* Siyasi maksatları sebebi ile işi azıtarak, hak yoldaki Ehl-i sünnet Müslümanların başına bela oldular.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder