Müctehidin başka müctehidi taklid etmesi caiz değildir

 Esselamü aleyküm.


*Mısırlı mason Reşîd Rızâ, dinde reformcunun* ağzından şöyle söylüyor: *(Müctehid imâmların fazîletlerini ve ilmlerini inkâr etmem. Onların fazîletleri ve ilmleri her medh ve senânın üstündedir. Fekat, müctehidlerden önce, her müslimân delîlleri arıyordu. Sonra gelenler, delîli bırakıp, müctehid imâmları Peygamber kadar yükseltdiler.Hatta daha üstün tuttular)* diyor.


Cevap: Dinde reformcu, *bozuk mantığı ile, kendisini tezâdlara* düşürmekdedir. 


Bir ilm üzerinde mantık yürütebilmek için, *o ilmden anlamak şartdır.* O ilimden anlamıyorsa çevireceği fırıldaklarla ancak kendisini rezil eder. 



*Evet, müctehidlerden önce gelen müslimânlar,* ya’nî *Eshâb-ı kirâm*, delîlleri soruyordu. (Bu delillerden *kendileri hüküm çıkarıyordu.* Çünkü hepsi *müctehid* idiler.)


*Birbirlerini taklîd etmiyorlardı.* 


Çünki, *onların hepsi müctehid* idiler. 


Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” *medh ve senâ* eylediği, *birinci asrın* insanları idiler. 


Eshâb-ı kirâmın *hepsi*, Tâbi’înin *bir kısmı* müctehid idi. 


*Müctehidin* (ayeti kerime ve hadisi şeriften) *kendi anladığı ile amel etmesi lâzımdır.* 


*Başka müctehidi taklîd etmesi, câiz değildir.*


Dinde reformcu Reşid Rıza, *(Sonra gelenler müctehidleri Peygamber kadar yükseltdiler. Hattâ dahâ üstün tutdular)* sözünü söylüyor. Bir müslimân böyle bir söz söyleyemez. Çünki bu söz, *dört mezhebde bulunan milyarlarca müslimâna kâfir damgasını* basmaktır. 


Müslimâna *haksız olarak kâfir diyenin ve yazanın kendisi kâfir* olur. 


Faideli Bilgiler- Sayfa 114, 115, 116

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder