İmâm-ı Gazâlî “rahmetullahi aleyh” (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında, oruc bahsinde buyuruyor ki:
Üç türlü oruc vardır:
Birincisi avâmın, ya’nî ictihâd makamına yükselmiyenlerin orucudur. Zamânımızdaki bütün hocaların, imâmların, hâfızların, müftîlerin, vâizlerin orucları bu birinci derecededir. Bunların orucları, vücûda bir şey girmekle, ya’nî gıda veyâ devâ sokmakla ve cinsî mübâşeretle bozulur. İğne ile ilâc şırınga edince, hanefîde de, şâfi’îde de bozulur. Câhillerin fetvâlarına aldanmamalıdır.
İkinci derece, havâsın ya’nî müctehidlerin orucudur. Bunların orucu, herhangi bir a’zânın günâh işlemesiyle bozulur. Meselâ, gıybet, yalan, söz taşımak, nâmahreme bakmak ile bozulur. Ba’zı âlimler, bunların avâm orucunu da bozacağını bildirmiş ise de, Hanefî mezhebinde, bunlar avâm için yalnız mekrûhdur. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe “rahmetullahi aleyh” [80 senesinde tevellüd ve 150 de vefât etdi. Bağdâddadır.] bunu bildiren hadîs-i şerîfi, (Orucun sevâbını bozar) ma’nâsına almışdır. Ya’nî bunlar, orucun sıhhatini değil, kemâlini giderir.
Üçüncü derece de, Ehassülhavâs orucudur ki, bunların orucu, Allahü teâlâdan başka bir şeyin kalbe girmesi ile bozulur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder