Muhammed Hanefî hazretleri

Muhammed Hanefî hazretleri Mısır’da yetişen büyük velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Hazret-i Ebû Bekr’in soyundandır. 1443 (H.847) senesinde vefât etti. Mısır’da Berekât denilen yerdeki kabri meşhûr olup, ziyâret edilmektedir.

 “KERÂMETİ İNKÂRA KALKIŞMA!”

Bu mübarek zatın kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:

“Sakın velîlerin kerâmetini inkâra kalkışmayın. Zîrâ kerâmet, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler ile sâbittir. Âdet dışı hâllerin olması, velîler için câizdir. Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin îtikâdı böyledir. Çünkü, rivâyete göre İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, bir ara duâ etti ve kendisine semâdan bol yemeklerle dolu bir sofra indi.”

“Velî, ‘Lâ ilâhe illallah’ deyip, bunun şartlarını yerine getiren kimsedir. Bunun şartları; Allahü teâlâyı ve O’nun Resûlünü sevmek ve dost edinmektir.”

“Dünyâdan elime geçenler, bana verilmiş özel bir mal değildir. Ben bu mallara, yoksulların da ortak olduğunu görüyorum. Bunları, benden daha fakir kimseler varsa onlara veririm. Zîrâ, bu rızıkları bana bu iş için veren Allahü teâlâdır. Beni bu hayır işine memur eden, fakirlere yardımdan başka bir işle uğraştırmayan yüce Rabbime hamd ve senâlar olsun.”

“Dünyâlık peşinde koşanlar, dünyâya sımsıkı sarılıyorlar. Hâlbuki her nefes alışta ondan uzaklaşmaktadırlar. İleriyi göremediklerinden kördürler.”

“Zenginlikle fakirlik, birbirlerine karşı övündüler. Zenginlik, fakirliğe dedi ki: ‘Sen kim oluyorsun? Ben, Allahü teâlânın vasfıyım.’ Fakirlik, zenginliğe şu cevâbı verdi: Ben olmasaydım, senin vasfın bilinmeyecekti. Benim tevâzum olmasaydı, senin kıymetin artmayacaktı ve yükselmeyecekti. Ben ubûdiyyetin nişânesiyim.”


“YOL KESİCİLERİN CEZASINI VER!”

Muhammed Hanefî hazretlerinin bir komşusu vardı. Bu mübarek zatı hiç sevmezdi. Devamlı aleyhinde konuşurdu. Ziyâretine gelenleri kapısından çevirerek; “Geldiğiniz zât, büyük kimse değil, o benim komşumdur, o sihirbâzın biridir” derdi. Muhammed Hanefî hazretleri, defâlarca ona nasîhat etti fakat fayda vermedi... Yine bir gün, uzak bir yerden kalabalık bir grup insan onun ziyâretine geldi. Bu zât, hemen bunların önüne geçip, aynı şeyleri tekrâr ederek, gelenleri geri çevirdi. Bunun üzerine Muhammed Hanefî hazretleri; “Yâ Rabbî! Yol kesicilerin cezâsını ver” diye duâ etti. Kısa bir müddet sonra, o kimse hastalandı. Ağzından kan ve ciğer parçaları geldi. “Beni Muhammed Hanefî’nin bedduası öldürüyor” diyerek öldü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder