Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Elhamdülillâh, Rabbimiz bizleri huzûruna kabûl ediyor kardeşim, ne mutlu bize. *Hazret-i Ömer* radıyallahü anh, ilk *Îmâna* gelince ne buyurmuş? 


*İnnâ künnâ ezelle kavmin e’azzenallahü bil İslâm!* buyurmuş. Ne demek bu? 


Yâni, *İnnâ*, biz. *Künnâ*, idik. *Ezelle kavmin*, insanların en aşağısı, en kötüsü, en zelîli idik. 


*E’azzenallahü bil islâm!* Allahü teâlâ bizi, islâm ile, îmâna kavuşdurmakla şereflendirdi. *Zelîl* iken *Azîz* olduk, demekdir. 


Yâ kardeşim, *Zelîl iken azîz olduk*, buyurmuş hazret-i Ömer radıyallahü anh. Ne mutlu o îmân izzetine kavuşanlara. *Namaz* kılmak nasîb olan, alnını *Secde’ye* koymak nasîb olan insanlara ne mutlu. 


Geçen gün *Mehmed Ma’sûm* hazretlerinin fârisî *Mektûbâtını* okuyordum da, Mektûbât’ın baş tarafında *Önsöz* var. 


Mehmed Ma’sûm hazretlerinin hayâtından bahsediyor. Vefâtlarına bir ay kala, yanındakilere dönüyor Mübârek.


*Bir aydır, secdemi Arş-ı âlâ’nın üzerine yapıyorum*, diyor vefâtına yakın. İşte onu okuyunca, *Abdülhakim Arvasi Efendi* hazretlerinin o *Sözü* aklıma geldi. 


Vefâtlarına yakın, ben yanındaydım; *Arş-ı âlâ’yı gördüm, ne güzel, ne güzel*, buyurmuşdu. Mehmed Ma’sûm hazretleri de öyle buyuruyor. 


Yatarken, *Kul e’ûzü*’leri okuyalım kardeşim. Efendi hazretlerinin sünnetidir. Bu bizim büyüklerimiz, Peygamberlerin *Vârisleri’dir*, yâni *Vekîlleri’dir*. 


Ne *Mutlu* onları tanıyanlara. *Sevmek* şöyle dursun, *Tanımak* ne büyük ni’met. Ne büyük seâdet.


Hele tanıdıkdan sonra bir de *Sevdi mi*, seâdete kavuşdu demekdir. *Feyz* yolu açılır o zaman. *Feyz* gelmeğe baş-lar, *Kalb*’den *Kalb*’e akar. 


*İzâ rüû zükirallahü*. Hadîs-i şerîf bu. *İzâ rüû*, onlar görüldüğü zaman. Onlar kim? *Allah dostları*, *Allah adamları*, evliyâullah. Bu büyükler görüldüğü zaman. 


*Zükirallahü*, Allah hâtıra gelir. O büyük zâtların kitaplarını okumak da, kendilerinden bahsetmek de, hep *Zikr’dir*, yâni Allahı anmakdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder