Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Çocuklarımıza müslümân *İsmi* verelim kardeşim. En önemlisi de, onlara dînimizi öğretelim, haramdan sakınsınlar. Efendi hazretleri buyurdu ki: 


*İnsanın giydiği elbisesi helâlden olsa, sâdece bir düğmesinin ipliği haramdan olsa, o elbiseyle kıldığı namâzı kabûl olmaz*. 


*Hattâ en büyük günah, dînini bilmemekdir*, buyurdu. 


Efendi hazretlerini yeni tanıdığım zamanlar, bir gün dergâha gitdiğimde, yatıyormuş mübârek. *Şâkir Efendi* ile haber gönderdim. *İçeri gelsin!* buyurmuş. 


Yatak odasına girdim. Küçük bir karyola vardı. Karyolanın üstünde *Cibinlik* vardı. Efendi hazretleri yatıyordu. Ben girince, kalkıp oturdu. Ve bana dönüp;


*Buna gündüz uykusu, kaylûle derler, sünnetdir*, buyurdu. Biraz sonra karyolanın eteği kıpırdamağa başladı. Bakdım, pencereler kapalı. Dışarda rüzgâr da yok.


Ama karyolanın eteği sallanıyor. Hâliyle merak etdim. Biraz sonra karyolanın eteği tamâmen kalkdı. Ve altından, beş altı yaşlarında bir *Kız çocuğu* çıkdı. 


Efendi hazretleri, bana; *Bu çocuğu tanıyor musun?* diye sordu. Ben de; *Tanıyorum efendim, Ziyâ Beğin kızı*, dedim. Efendi hazretleri güldü. 


Demek ki, ileriyi, yâni bu günleri görmüş de sormuş *Mübârek*. Evliyâ zâtlar, seneler sonra olacak şeyleri, *Kalb göz-leriyle* görürler kerdeşim.


Öldükten sonra da, yâni *Kabir’de* iken de, *Dünyâ’da* olan şeyleri görürler ve haber alırlar. Nitekim Efendi hazretleri bir gün bana buyurdular ki: 


*Ben sana kız buldum, hiç kimseye nasîb olmıyan ni’met sana nasîb oldu. Hanımını, kayınpederini, kayınvâlideni üzersen, mezarda kemiklerim sızlar*. 


Böyle buyurdu. Bu ne demekdir? Yâni *Mezarda olsam bile, görürüm, haber alırım ve üzülürüm* demekdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder