*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Duâ-yı zahr-ül-gayb icâbete makrûndur*, diyor kitaplar. Yâni uzakdan, arkadan yapılan duâlar *Kabûl* olur. Mü’minler, birbirlerine arkadan *Duâ* ederlerse, Allahü teâlâ o duâyı *Kabûl* eder.
Birinin yüzüne karşı *Duâ* edilince, belki niyete *Riyâ* karışabilir, riyâkârlık olabilir. Ama arkadan yapılan duâda *Riyâ* olmaz, bu duâlar *Hâlis* olur.
Onun için birbirimize *Duâ* edeceğiz kardeşim. Ben ediyorum. Beş vakit *Namaz*’da bütün kardeşlerimize, hepinize *Duâ* ediyorum.
Bu dünyâ böyle; *İyi*’ler de var, *Kötü*’ler de var. Dâima *Kötü*’ler, *İyi*’lere saldırır. *Bu, böyle gelmiş, böyle gider*, diyor kitaplarda.
Dâima *İyi*’lerle *Kötü*’ler arasında bir mücâdele vardır. *Âdem* aleyhisselâmdan *Kıyâmet*’e kadar da devâm edecekdir. Her zaman olacakdır bu.
Onun için çok *Uyanık* olmak lâzım. Herkesle *Samîmî* konuşmamak lâzım. Her *Söz*, her *Yer*’de söylenmez. Herkesi anlamalı, tartmalı, ona göre konuşmalı.
*Büyük*’lerimiz, mânevî olarak bizden çok yukarlarda. Allahın *Sevgili* kulları onlar. Onların *Kalp*’leri, vefâtlarından sonra da *Feyz* kaynağıdır. Onlara bağlanan *Kalp*’lere feyz verirler.
Peki, bağlanmak ne demek? *Sevmek* demek. Sevmek demek de, *İtâat* etmek, yâni Onun *Yolu*’nda bulunmak demekdir.
Onları *Seven*, kalplerinden *Feyz* alır kardeşim. Ne diyor İmâm-ı Rabbânî hazretleri? *Onları seven, onlar gibi olur*. Bu, ne büyük *Müjde* yâ Rabbî! Onları seven, onlar gibi olur.
Onların *Kölesi* olalım yeter. Onlar gibi olmak şöyle dursun, onların *Kölesi* olalım. Rabbimiz hepimize hayrlı *Ömür*’ler versin de, O’nun dînine *Hizmet* edelim.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri öyle buyuruyor. *Fitne fesat zamânında yapılan hizmetler çok kıymetlidir*, diyor.
Bu *Büyük*’lerin bulunduğu *Cemâat*’de olalım da, isterse kenarda köşede olsun. Bizim *Kitap*’larımız, o *Büyük*’lerin kitaplarından alındığı için çok *Kıymetli*’dir, çok *Güzel*’dir.
Bunlar ne güzel *Kitap*’lar yâ Rabbî! Bu kitaplar, Allahü teâlânın bu millete büyük bir *Ni’met*’i, ve *Lutf-ü ihsân*’ı dır kardeşim.